Devlet olanaklarının oy avcılığında araç olarak kullanılması, yasalara aykırı olarak ve ülkeye yarar sağlamayacak şekilde kişilere ve kuruluşlara dağıtılması, doğru değildir ve savunulamaz.
Ancak dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi, KKTC’de de kamu yararına, devlet kaynaklarının belirli koşullarla, yatırımcılara kiralanması veya tahsis edilmesi normaldir.
Çünkü ekonomik kalkınma ve yeni nesillere iş kaynağı yaratmak için, mevcut kaynakların mutlaka değerlendirilmesi kaçınılmazdır.
Mevcut kaynakları değerlendirilmemek, atıl durumda bırakılmak, ülkeye hiçbir kazanç sağlamaz.
Yalnız, kaynakları değerlendirmek ve ekonomiye kazandırmak için, yeterli sermayeye sahip olmak gerekir.
Devletimizin yatırım yapacak gücü bulunmadığına göre, yerli ve yabancı yatırımcılardan yararlanmanı yolunu bulmalı. Yatırımları caydıran engelleri kaldırmalı.
Zaten KKTC hükümetleri halen, üniversite açmak isteyenlere, turizm yatırımcılarına, sanayicilere, taş ocağı işletmecilerine arazi tahsis etmektedir.
Ancak geçmişten günümüze bazı kişi, STÖ yöneticisi ve siyasilerin yatırımcılara devlet arazisi verilmesini peşkeş, yatırımcıların gelir elde etmesini de sömürü olarak niteleyerek kötülemektedir.
Bazı kişiler ise, üniversitelerin, suçların artmasına sebep olması nedeniyle zararlı olduğunu, otellerin ülkeye hiçbir faydası olmadığını, çalışanlarını bile dışardan getirdiğini ve turistlerin ülkeye sadece atıklarını bıraktığını ileri sürmektedir. (Gerçekte sayısal verilere göre bu iki sektörden 800’er milyon dolar kazanç elde ediyoruz.)
Kuşkusuz herkesin ekonomiden anlaması beklenemez. Ayrıca, başkalarına zarar vermediği süre kimsenin düşüncelerini ortaya koyması da engellenemez.
Ancak yükseköğrenim görmüş kişilerin bile otellerin ve üniversitelerin ülkemize hiçbir yararları bulunmadığını ileri sürmeleri, düşündürücüdür.
Hele hükümetlerin gerçekleri halka anlatmak ve peşkeş sömürü ninnisi ile uyutulanları uyandırmak yerine, onlara şirin görünmek amacı ile popülist kararlar üreterek yatırımcıları sıkıntıya sokması, üzücü olması yanında ülke için büyük bir talihsizlik ve ekonomi için felakettir.
Hükümetler ve siyasiler kamu yararını her şeyin üzerinde tutmak, ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak ve gençlere iş olanakları yaratılmasını sağlamakla yükümlüdür.
Bu nedenle tüm siyasiler, birkaç kötü niyetli ve onların aldattığı saf vatandaşlara hoş görünmek ve popülizm yapmak yerine, yatırımların ülkemize sağladığı yararları anlatmalı.