“KKTC nasıl düzlüğe çıkacak?” diye soruyorlar...
Çıkabilir mi?..
Ayrıca ülkeyi düzlüğe çıkarmak isteyen ve bunun için çırpınan birileri var mıdır?..
Çırpınan birileri olsaydı, Coronavirüs süreci ‘düzelmek için’ büyük bir fırsat değil miydi?..
Önümüze çıkan bu tarihi fırsatı neden değerlendiremedik?..
Nedeni çok basit…
KKTC’nin Başbakanı da, Başbakan Yardımcısı da 4 ay sonra yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday…
Adayların partileri, stratejik kararların alınmasına karşı çıkıyor…
Seçime olumsuz etki yapabilecek önlemlerin ‘sonraya bırakılması’ isteniyor…
Seçimler bitince bu kez iktidar krizleri başlıyor…
İktidar krizleri hemen her yıl yeni bir hükümetin kurulmasını zorunlu kılıyor…
Yeni hükümetin ‘tanışma ve tebrik merasimleri’ zaten bir yıla yakın bir zaman alıyor…
Sonrasında biri gidiyor, ötekisi geliyor ve hiçbir önlem alınamıyor…
Yetiş Anavatan
Ülke şimdiki gibi ciddi anlamda krize girdiği zaman bu kez gözler Ankara’ya çevriliyor…
Herkes “Yetiş Anavatan” diye çağırmaya başlıyor…
Anavatan doğal olarak protokolleri hatırlatıyor…
“Bu kez olacak… Son bir kez şans verin” deniliyor…
Şans verildikten kısa bir süre sonra hükümet düşüyor…
Gidenler “Ne yapalım ömrümüz yetmedi, yoksa her şeyi yapacaktır” diyor…
Gelenler ya parti kurullarının engeline takılıyor, ya da sendikalarla uyum çerçevesinde adım atmak istemiyor…
Ve bu film tekrar tekrar sahneye konuyor…
Salondaki seyirciler değişmiyor…
Siyasilerin sahneden indirmediği eskimiş filmi halk izlemeye devam ederken arada bir “öf püf” çekse de kaderine şükrediyor…
Öyleyse şükürler olsun, hamdolsun…
Salon aynı, seyirci ve oyuncular aynı…
Değişim bekleyenler hayal görenlerdir…
Artık bu hayalden kurtulmanın zamanıdır…
Nasıl mı olacak?..
Ekim’den sonraki süreçte çok şey olacak…
Sahneye yeni oyunlar konacak…
İşte değişim o zaman gerçekleşecek…
Ve herkes kaderine razı olacak…
Ne MYK kararları, ne sendikaların baskıları…
Tüm alışkanlıklar geride kalacak…
Çalışan kazanacak, çalışmayanın canı yanacak…
Şimdilik bu kadar…
Sayin Akar siz Kuzeydeki yanlislari elestirirken hep Guneydeki dogrulari ornek vererek anlatyorsunuz ben de simdi size ayni sekilde Guneyin yaptigi bir DOGRU'yu ornek vererek niye 1 Temmuzdaki acilimin buyuk bir YANLIS oldugunu anlatayim. Bugun Rum saglik bakanligindan Karayannis, "HAKLI OLARAK", 1 Temmuzda KKTC deki acilimlarin Guney icin bir tehlike olusturacagini ve barikatlarin hemen acilmamasi gerektigini soyledi. (diyalogda da yayinlandi). Niye Rum tarafi eger biz 1 temmuzda limanlari acarsak barikatlari kapatmayi dusunuyor anlyabiliyormusunuz? Yani Rum tarafi bize bulasacak hastalardan , SONRADAN Rum tarafina bulasmasii IHTIMALINDEN BILE KORKUYOR. E simdi biz ki TAM TOPUN AGZINDAYIZ, ONCE BIZE BULASACAK, COK DAHA SIDDETLI BULASACAK ne diyelim? Hastalik limanlarimizdan gelirse ESAS bize bulasacak ,yani Rum tarafina bulasma riski bizdekinden cok daha dusuktur. Ve BOYLE OLDUGU HALDE Rumlar "Bu is tehlikeli " diyor. Yani bizdeki tehlike rum tarafindaki tehlikden COK DAHA YUKSEKTIR e biz ne diyelim? Nicin "ACIN KAPILARI ACIN LIMANLARI" diye bagirmanin yanlis oldugunu anlyabiliyormusunuz ? Bu is SADECE PARA meselesi degildir. Isin ekonomik kismi SORUNUN YARISIDIR, DIGER YARISINI ,yani SAGLIK ksimini da gormek zorundayiz. Yani kisacasi, biz , ki esas bulasma tehlikesi bizdedir cunku ucuslar KKTC ye gelecek, buna izin verelim diyorsunuz ama Rum Tarafi , bizden cok daha az tehlikede oldugu halde kapilari acmayin tehlike var diyor. Bu isin ne kadar ciddi oldugunu bundan daha iyi anltamak mumkun degildir herhalde.