Yunanistan’da sular duruldu...
Atina sokaklarındaki ateşler söndü...
İşsiz ve parasız kalan insanların sokakta eylem yapacak, meclis basacak, bağırıp, kırıp, dökecek hali kalmadı...
Skorpios adasını da sessiz sedasız Rus milyarder Dimitri aldı...
Fakat Ana’nın ateşi sönerken, sıra yavruya geldi...
Şimdi de Güney Kıbrıs’ta ateşler yanıyor...
Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili müzakere süreci başlarken, Elektrik Kurumu AİK ile Telekomünikasyon idaresi CYTA’nın ‘özelleştirilmesi’ gündeme geldi...
Her iki kuruluş da karlı olduğu halde, özelleştirme sayesinde topluca para almayı hedefleyen Rum Yönetimi, etraftaki ateşe aldırmadan yolunda ilerliyor...
Ve kritik oylamanın, Rum Temcilciler Meclisi’nin bugünkü birleşiminde yapılması bekleniyor...
Türkiye’de gündem ‘Paralel’
Türkiye’nin gündemi ise Yunanistan ve güneyden farklı...
Yerel seçimler arifesinde ‘Paralel Devlet’ ve ‘Paralel Yapı’nın telefon dinlemeleri’ var...
Bir anda telefonları dinlenen 7 bin kişinin isimleri ortaya atıldı...
Ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal arasında gerçekleştiği iddia edilen ses kayıtları gündeme geldi...
Erdoğan bunların ‘montaj olduğunu’ açıkladı...
Muhalefet, hükümetin istifasını istedi...
Bu arada Rum Yönetimi dünden itibaren ilk defa Kıbrıs sorununu Ankara ile görüşmeye başladı!..
Ama Türk medyasının gündeminde Kıbrıs yok ‘Paralel’ tartışmaları var...
Kuzey Kıbrıs’ta ‘vicdani ret’ gündemi
Kuzey Kıbrıs’ın gündeminde ise yeni bir olay var...
Son 4 yıldan beri ‘vicdani ret’ adı altında seferberliğe katılmayan Murat Kanatlı’nın 500 TL para cezası alması, bunu kabul etmeyince de 10 günlüğüne cezaevine gönderilmesi, gündemin ön sıralarına yerleşti...
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu da dün önemli bir açıklamada bulundu...
Yorgancıoğlu “vicdani ret birçok ülkede temel insan haklarından sayılıyor.Ancak bizim anayasamız böyle bir hakkı şu an tanımıyor” dedi...
Yorgancıoğlu, demokratikleşme ve sivilleşme için de Anayasa değişikliğinin şart olduğunu söyledi...
Birçok ülke ve Kıbrıs
Birçok gelişmiş, demokratik ülkede ‘vicdani ret’ hakkı var...
Ama burası Kıbrıs...
Kıbrıs’ta henüz bir anlaşma yok...
Kırk yıldan beri ‘ateş kes’in hüküm sürdüğü bir ülke...
Ve bu ülkenin her iki tarafında mecburu askerlik var...
Hepimiz ‘bazı ülkelerdeki gibi’ ‘vicdani ret’ hakkına sarılırsak, sınırları kim bekleyecek?..
Ortada farklı bir durumun olduğunu herkes bildiği halde hala bu ülkede gerçekler üzerine siyaset yapılmıyor...
Gelinen noktada ‘vicdani ret’ hakkına da gerek duyulmadan, askerlikten kurulmanın tek yolu vardır...
O da Kıbrıs sorununun çözümü...
Çözüm olursa, herkes askerlikten kurtulur...
Ama çözüm olmazsa bir kişi ile başlayıp, ‘vicdani ret’ bin kişiye ulaşırsa, sınırları kimin bekleyeceği sorusuna da yanıt bulmak gerekiyor...
Sayın Talat’ın dediği gibi ‘daha çok asker’ mi istenecek Türkiye’den?..