banner564

Orucun Çeşitleri

Hanefi Mezhebine göre diğer ibadetler gibi oruç da farz, vacip ve nafile gibi çeşitlerine ayrılır. Bu üçlü ayırım Hanefiler'in, dinen yapılması gerekli olan şeyleri farz ve vacip şeklinde iki kademeli bir ayırıma tâbi tutmuş olması sebebiyledir. Diğer mezheplerde "vacip" terimi ise her iki kategoriyi de içine alır. Nafile ise farz ve vacip dışında kalan dinî ödevlerin genel adıdır.
A) Farz Oruç
B) Vacip Oruç
C) Nafile Oruç
Şimdi bunları sırasıyla kısaca açıklayalım.
A. FARZ ORUÇ
Farz olan oruç denince, ramazan orucu kastedilir ve zaten tayin edilmiş, önceden belirlenmiş (muayyen) olan oruç da budur. Mazeretli veya mazeretsiz olarak tutulamadığı zaman, başka bir zaman kaza edilmesi de aynı şekilde farzdır.
Bunun dışında bir de kefaret olmak üzere tutulan oruç vardır. Ramazan orucunun bozulması sebebiyle tutulması gereken kefaret orucu yanında ayrıca, zıhar, yanlışlıkla ve kaza ile adam öldürme, hacda ihramlı iken vaktinden önce tıraş olma (halk) ve yemin için tutulacak olan kefaret oruçları da farz oruç kapsamında değerlendirilmiştir. Kefaret orucu, yapılan bir hatanın cezası veya telafisi anlamını taşıdığından kişi için baştan belirlenmiş bir yükümlülük olmayıp, buna sebebiyet vermesi halinde gündeme gelebilen ârızî bir yükümlülük niteliğindedir. Bu bakımdan ramazan orucu "muayyen farz", diğerleri ise "gayr-i muayyen farz" olarak nitelendirilir. Ramazan orucu sadece belirli bir vakitte, yani ramazan ayında tutulabilirken, diğerleri oruç tutmanın mübah olduğu her zaman tutulabilir.
Ramazan orucunun kazası da istenilen mübah günlerde tutabilir. Fakat İmam Şâfiî'nin kazaya kalan orucun aynı yıl içerisinde kaza edilmesi gerektiğine ilişkin görüşü de dikkate alınarak, herhangi bir sebeple kazaya kalan orucu mümkün olan en kısa zamanda tutmaya çalışmak uygun olur.
B. VÂCİP ORUÇ
Nezir (adak), kişinin dinen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için bir yükümlülük haline getirmesidir. Kişi, oruç tutmayı adamışsa, bu adak orucunu tutması vaciptir. Adak adanırken, orucun tutulacağı gün belirlenmişse, meselâ falan ayın falan günü gibi, bu muayyen bir vacip olur ve orucun belirlenen günde tutulması gerekir. Nezredilen itikâf orucu da belirli günde tutulacağı için muayyen vacip sayılır. Orucun tutulacağı gün belirlenmemişse gayr-i muayyen vacip olur ve dilediği mubah bir günde tutabilir.
Başlanmış nafile bir orucun bozulması durumunda bunun kaza edilmesi Hanefîler'e göre vaciptir. Malikîler ise kazanın farz olduğunu söylemişlerdir. Şafii'ye ve Malik'ten başka bir rivayete göre ise, nafile orucun kazası gerekmez.
C. NÂFİLE ORUÇ
Farz ve vacip olan oruçların dışında tutulan oruçlar nafile oruç olarak isimlendirilir. Daha önce namaz çeşitlerini ele alırken belirttiğimiz gibi, nafile, gereksiz anlamına değil, farz ve vacip olanın dışında, kısaca gerekenin dışında yapılan anlamına gelir. Daha fazla sevap kazanmak maksadıyla yapıldığı için tabir caizse nafile ibadet, bir bakıma fazla mesai yapmaktır. Nafile oruçların sünnet, müstehap, mendup veya tatavvu olarak adlandırıldıkları da olur.
Nafile oruç, mübah olan tüm günlerde tutulabilir. Ancak bazı günlerde oruç tutmak daha faziletli görülerek bugünlerde oruç tutmak sünnet veya mendup kabul edilmiştir.
Bir Hadis-i Şerif: Kim Allah'a inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. 
YORUM EKLE
YORUMLAR
Bulut
Bulut - 4 yıl Önce

Biraz daha

banner471

banner473