“Kuzey Kıbrıs mevcut siyasi sistemle düzlüğe çıkamaz” dendiği zaman; özellikle ‘mevcut düzenden’ yarar sağlayanlar buna karşı çıkıyor…
İktidarda olanlar “bizim dönemimizde yıllarca bekletilen sorunların çözümü sağlanıştır” diyor…
Muhalefette olanlar ise “biz gelirsek ülke düzlüğe çıkar” savunmasına geçiyor…
Uzun yıllar bu şekilde yönetilen KKTC’de sorunların azaldığından söz etmek mümkün değildir…
Tam tersi bir küçük sorun çözülürken, çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor…
Bunun en önemli nedeni siyasi istikrarsızlık ve karmaşık siyasi yapıdır…
Ercan Havaalanı gibi önemli bir konuyu ele alalım…
Yıllardan beri işletmeci şirketle uzlaşmazlıklar gündemden düşmüyor…
İktidarda 3 veya 4 parti olunca bunu nasıl çözeceksiniz…
Her partinin yetkili kurulları vardır…
O kurullardan onay alacaklar…
Üç veya dört partiden bir tanesi karşı çıktığı anda hükümetin başı veya Bakanlar Kurulu bir adım ileri atamaz…
Bunun anlamı; KKTC’nin kendi ayağına kurşun sıkmasıdır…
Bir de güneye bakalım…
Larnaka limanı ve marinasını ‘Kition Ocean Holdings’ adlı bir şirket işletiyor…
Ailesiyle birlikte 20 yıl süreyle İngiltere’de yaşadıktan sonra 2018’de adaya dönenen Panos Alexandrou’nun sahibi olduğu bu şirket; yabancı ortaklarla birlikte bir milyar 200 milyonluk yatırımla Larnaka Limanı ve Marinasını inşa edip çalıştırmaya başladı…
Rum Ulaştırma Bakanlığı şirketle imzalanan sözleşme gereği geçtiğimiz hafta içinde 10 milyon Euro’luk banka teminatının yenilenmesini istedi…
Şirket buna karşı çıktı ve miktarın 4 milyon Euro civarında olması gerektiğini bildirdi…
Böylece ortaya bir kriz çıktı…
Peki bu kriz nasıl çözülecek?..
Güneyde Başkanlık sistemi olduğu için Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, ilgili bakanların yanı sıra, şirket yetkilileri ve Başsavcı’nın da katıldığı bir toplantı düzenledi…
Sarayda gerçekleştirilen toplantı sonrasında sorun giderilmiş oldu…
Benzeri durum, geçtiğimiz ay içerisinde Tatlısu’da (Mari) yüzer doğal gaz deposu inşa eden Çinli şirketle yaşanmıştı…
Krizi sonlandıran yine Rum Yönetimi Başkanı oldu…
Devletin menfaatlerini koruyarak; uzlaşıcı bir formül yaratıp büyük sorunları çözmek mümkündür…
Bizdeki gibi “Parti Meclisine soralım, MYK’ya götürelim” diyerek, partiye veya başkalarına ne koparabiliriz düşüncesiyle hareket ederek, çöplüğü dahi çalıştıramazsınız…
Nokta…
Onlar sorunları nasıl çözüyor?..
- 17 Nisan 2024, 09:15
- 352
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Turkish Power - 8 ay Önce
Sunu kabul edelim bir ulke geri kalmissa enflasyon sampiyonuise hukuk guguk olmussa liyakat ayaklar altindaysa din mezhep irk somurusu almis yurumusse bunun sebebi kiyayetsiz iktidarlar ve bunlari secenlerdir uluslararasi normlarin uygulandigi ulkeler topla tufekle yikilamazlar yani neymis kumas pazense salvar bicersin ipekten gece elbisesi biz bu boktan ortacag zihniyetimizi degistirip somurunun temeli olan hamaset edebiyatini birakmadiktan kula kulluk etmeye devam ettikten sonra burnumuz boktan kurtulmaz cunku biz ne milliyetciligin ne sosyal demokrasinin ne dindarligin ne oldugunu dusunmuyoruz her kavramin icini bosaltip d3vlet ve millet soygununa ahlaksizliga hamasete din mezhep somurusune liyakatsizlige vs devam ediyoruz bu ulkede fatihten sonra osmanli Ataturkten sonra modern cumhuriyet bitmistir emevi arap yobazligi ile de bir halt olunmadigini hala TC deki insanlar anlamayip takiyeye devam etmektedir
Öz - 8 ay Önce
Doğu bloku çöktüğü zaman, o ülkeler iflas etmiş durumdaydı ve insanları akın akın İstanbul’a iş bulmaya geliyorlardı. Önce Macarlar geldiler, kimisi bavul ticareti, çoğunluğu çalışmak için geldiler. Sonra Romenler, Bulgarlar ucuz iş gücü için geldiler. İzbe yerlerde yatıp, karın tokluğuna çalıştılar.Sonra bu ülkelerin hepsi AB ülkesi oldu, Şengene tabi oldular. Şimdi özellikle, Bulgarlar ve Yunanlılar ihtiyaçlarını daha ucuza almak için, günübirlik ellerinde eurolarla geliyorlar. Biz de win win anlayışı ile,Annan Planı zamanında büyümede sıçrama yaşamıştık. Bu anlayıştan çark edilince her konuda dibe vurduk. Yani bir ülkede kalkınma ve refahın başı, uluslararası tanınırlık ve katı bir şekilde uygulanacak uluslararası standartlardır. Biz şunu yaparsak, biz bunu yaparsak işlerin düzeleceğini sanmak hayalden başka bir şey değildir. Yapılan araştırmalar yurttaşların ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı ve meclis üyelerine güvenmediğini göstermektedir. Ülke yolsuzluklar ülkesi kabul edilmektedir. Böyle bir ülkede iyi yönde atılacak her adım bozulmaya mahkumdur. Uluslararası tanınırlık, uluslararası hukuk ve uluslararası standartlar gelmedikçe düzelme söz konusu olamaz.
Güney Kıbrıs’taki Başkanlık Sistemi ile Yatırımcılarla Görüşmeler yapılıp ile win win ( Kazan Kazan ) kararları alınır iken KKTC’nin Başkanlık Sistemine geçmesini hangi Siyasetçimiz istesin ki ?
Elli Bakan Başbakan Baş olmayan Bakanlar veya Bakmayanlar Müşavirler Danışmanlar veya Danışmayanlar’ın İşi ne olacak acaba ? Uluslararası Hukuk dışındaki KKTC’de Başkanlık Sistemine geçmeye ne gerek var ki Alan da Memnun Türkiye’nin gönderdiği Milyarları veren de memnun değilmidir yani ? 13. veya 14. Maaşları çalışmadan kim almak istemesin ki ? 9 veya 19 Bayram Tatiline şikayet edenimiz mi var ! 5 bin Devlet aracını kişisel ihtiyaçlarımız için niye kullanmayalım ki Kim KKTC’ye gelip de Bizlere Yapmayın Etmeyin kim diyebilir ki ? Uluslarası Toplum Yönetilemeyen KKTCye daha çık Ambargo mu uygulayacak uygulayacak yani ? İngilterede 20 yıl yaşayan Kıbrıslı Rum Gelip de Larnakada uzlaşı ile yatırım yapabiliyor ise İngilterede 20 yıl yaşayan ve yatırım için Ülkemize gelen Kıbrıslı Türk Yatırımcıyı niye Falakaya koyup Geri gönderip Yatırımlarına El koymayalım ki Yurt dışında Korsan Ülke denilen KKTC’ye bugüne kadar Dur diyebilen mi oldu ? Yağma düzeni ile kurduğumuz KKTC’de Yağmalayıp yok etmediğimiz ne kaldı ki ! Başkanlık Sistemi ile KKTCyi Demokrasi ile buluşturup hesap verebilirlik ile yukardan aşağıya mevcut Sistemimizde kim istesin ki !
Bal Tutan Parmak Yalar Atasözümüz ile Bal Tutmayanlarımız ne mi olacak ?? Onların Gelceğini de yüce meclisimiz ile Bizleri Yönetenlerimiz Düşünsün…