Barış Harekâtı sonrasında yaklaşık 200 bin Kıbrıslı Rum kuzeydeki mülklerini terk ederek güneye geçti…
Büyük bir kısmı uzun süre çadırlarda yaşadı…
Güneydeki evlerini terk eden Kıbrıslı Türkler ise kuzeye geçtikleri zaman Rumlardan kalan evlere yerleştirildi…
Rumlar; çadırdaki göçmenleri belirli bir program çerçevesinde yeniden konut sahibi yaptı…
Bir kısmı da Türklerin bıraktığı evlere yerleştirildi…
Zaman içerisinde göçmen Rumlar ‘mülklerini geri almak’ ve ‘tazminat’ talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu…
Sonuçlanan bazı davalar yüzünden Türkiye milyonlarca Euro tazminat ödemek zorunda kaldı…
Kuşkusuz; adadaki mülkiyet sorunu ve binlerce Rum’un davası AİHM kapısında çözülemezdi…
Kıbrıslı Rumlar uzun yıllar adada çözümün gerçekleşeceği hayaliyle beklemeyi tercih etti…
Fakat; 2003 yılındaki referandumda kendi liderliklerinin ‘Hayır’ kampanyası sonucunda bu umutlarını yitirmiş oldu…
İşte o dönemde Türkiye’nin Strazburg Büyükelçisi Sayın Daryal Batıbay’ın yoğun girişimleri sonucunda AİHM, Kıbrıslı Türklere altın tepsi içinde bir fırsat sundu…
Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulmasını ve ilk başvuru adresi olmasını karara bağladı…
Kilisenin ve Rum liderliğinin ağır baskılarına karşın 6 binden fazla Kıbrıslı Rum, kuzeydeki mülklerini bizlere satmak için komisyona başvurdu…
Komisyon ilk aylarda Türkiye’den gelen paralarla bazı başvuruları sonuca bağlarken, büyük bir çoğunluğunu sonuçsuz bıraktı…
Halbuki; komisyon aracılığıyla Rum mülkleri gerçek değerinin yarısı kadar bir ödeme ile Türk tapusuna geçecek, bir süre sonra yeni başvurular gelecekti…
Şerefiye Vergisi
Türkiye bir süre sonra komisyona para akışını durdurdu…
Bazı kesimler bunun bir haksızlık olduğunu söylese de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haklılığı inkâr edilemez…
Erdoğan, KKTC’li siyasilere “Ödemelerde bir miktar da siz katkı koyunuz” dedi…
Bizimkiler, binlerce dönümlük Rum arazisinin üzerinde oturan zenginler kulübünün baskıları sonucunda bu yönde adım atamadı…
Meclis’ten ‘Şerefiye Vergi Yasası’nı geçiremedi…
Halbuki; Rum mülklerinin alım ve satımlarında az miktarda ek vergi ile komisyona para akışı sağlanabilirdi…
Yüzde 80’ini Türkiye’nin, yüzde 20’sini de ek vergilerle KKTC’nin ödemesi durumunda binlerce Rum mülkü Türk malı olacaktı…
Böylece Rum tarafının ‘işgal ve istila’ propagandası çökecekti…
Ama kuzeyde siyaset yaptığını iddia edenler sayesinde bu büyük fırsat değerlendirilemedi…
Şimdi ne olacak?..
Cesaret toplayabilmeleri için KKTC’deki siyasilere, Rum EDEK Partisi’nin bir başarısını aktarıyoruz…
EDEK Partisi’nin kuzeydeki benzeri TDP’dir…
İkisi de ‘kağıt üzerinde’ sosyalist partidir…
Ne var ki; EDEK’in Kıbrıs politikası ELAM’dan farksızdır…
Kıbrıslı Türklere yönelik duygu ve düşünceleri ‘dostluk’ çizgisinin dışındadır…
Kıbrıslı Türklerle iş birliğine ve paylaşıma sıcak baktıkları söylenemez…
Ve bu sözde sosyalist parti geçtiğimiz yıl içinde Meclis’ten bir yasa geçirdi…
Söz konusu yasa; güneydeki mülk satışlarına yüzde 0,4 oranında ek vergi getirilmesini öngörüyor…
Yani herhangi bir kişi evini satarken veya ev alırken bin Euro tapu harcı ödemesi gerekiyorsa; bin 40 Euro ödeyecek…
Ve 40 Euro doğrudan göçmen fonuna aktarılacak…
Mali durumu kötü olan ve kuzeydeki mülkünü Türklere satmayı düşünen Rum göçmenlere bu fondaki paradan yardım yapılacak…
“Alın parayı, satmayın malınızı” demek için atılan bu adıma bakınca, 5 yıldan beri KKTC Meclisi’nden ‘Şerefiye Vergi Yasasını’ geçirmeyenlerin topluma ne büyük kötülük yaptığını anlamakta zorlanmazsınız…
İleride mülkiyet konusunda yaşayacağımız tüm sıkıntıların yegane sorumlusu; bugüne kadar ülke yönetiminde rol alanlardır…
Çok üzgünüz…
Allah onları bildiği gibi yapsın doymadılar kul hakkı diye birşey var düşünsünler