Coronavirüs salgını nedeniyle dünya bir panik içinde ve bizim coğrafyamızda panikle birlikte büyük bir sınav vermektedir. Böylesi bir salgın durumuna toplum olarak hazır olmayışımız ve ulusal bir acil durum planımızın olmayışı yaşadığımız panik ortamının en önemli etmenleridir.
Coğrafyamızda alınan önlemlerin yeterli olup olmadığının ötesinde, alınan önlemlerin ifade şeklinin de tartışılması gerekmektedir. Bakanlar Kurulu’nun almış olduğu kararlar içinde “Okulların ve çalışma hayatının 27 Mart tarihine kadar tatil edildi” olarak duyurulması, alınan tedbirin önemini azaltırken konunun ciddiye alınması konusunda da sıkıntılar doğurmaktadır. Çünkü tatil; eğlence amaçlı çalışma hayatına ara verilmesi anlamını taşımaktadır.
Bunun vahim bir örneğini İtalya acı bir tecrübeyle yaşamaktadır. İtalya 22 Şubat’ta salgının yayıldığı on bir beldesinde okulları tatil ilan ettiğinde, bunu fırsat bilen aileler, İtalya’nın tatil bölgelerine akın etmişlerdir. Fakat tahmin edeceğiniz üzere tatil kavramı ile önemsizleştirilen tedbir, bir anlamda felakete dönüşmesine neden olmuştur. İtalya dünyada salgın yüzünden vaka kayıplarının en fazla yaşandığı ikinci ülkedir. Dolayısıyla alınan tedbirlerin ciddiyetinin anlaşılması, doğru şekilde ifade edilmesini gerektirmektedir.
Bir ada coğrafyası oluşumuz, deniz ve hava ulaşımını önemli kılmaktadır. Özellikle küreselleşen şu zaman içerisinde zaman kavramı havacılık ulaşımının önemini artırmaktadır. Bir toplum değeri olan Kıbrıs Türk Hava Yollarını maalesef yaşatamadık ve yerine de bir alternatif yaratmadık. Böylesi özel durumlarda kendi milli hava yolumuzun olmasının gerekliliği bir kez daha anlaşılmaktadır. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın adaya getirilmesi büyük bir başarıdır. Ancak bu başarının arkasında yaşanan sıkıntıları bir düşünün. Tüm hava yolları uçuşlarını ya durdurmuş veya uçuş güzergâhlarına kısıtlama getirmiştir. Böylesi bir ortamda uçak bulmak ve uçuş güzergâhını belirlemek büyük bir şanstır. Ancak her zaman böyle şanslı olmayabiliriz. Kendi uçaklarımızla kendi havacılık ulaşım ağımızı oluşturmayı önemsemeliyiz.
Hava ulaşımının gerekliliğini bir kez de, Ankara’dan özel uçak ile ülkeye tıbbi malzeme taşınması sırasında yaşadık. Coronavirüs’ün tespiti için sipariş edilen kitlerin ülkeye getirilmesinde, özel uçağı ile işadamı Mete Özmerter büyük bir sorumluluk örneği gösterdi. Kendisine köşemden bir kez daha teşekkür ederim.
Konu havacılık olunca belirtmeden geçmek istemediğim bir durum daha var. Kuzey Kıbrıs Türk Hava Kurumu zamanından kalma iki adet Chessna tipi uçak, KKTC Hava Sporları Federasyonu bünyesinde atıl durmaktadır. Dilerim yaşadığımız olağanüstü durum bize kendi öz havacılık ulaşımımıza sahip olmanın önemini ciddiyetle düşündürür.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.