Kıbrıs müzakereleri ‘buzdolabına’ girdi ama Rum Yönetimi’nin Türkiye ve KKTC aleyhinde girişimleri artarak devam ediyor…
Özellikle ‘üçlü anlaşmalar’ ve uluslararası güçlerle gerçekleştirilen askeri tatbikatlar geleceğe yönelik kaygılarımızı artırıyor…
Rum Yönetimi, doğal gaz konusunda dev şirketlerle işbirliği yaptığı için, bunu da ‘büyük bir güç’ olarak görüyor ve Kıbrıslı Türklerin haklarını göz ardı ederek sondaj çalışmalarını sürdürüyor...
Sondajları yürüten ABD, Fransa ve İtalya ile ortak askeri tatbikatlar yapıyor…
Yine bazılarına göre ‘önemsiz olan’ bu tatbikatların ardında Türkiye’nin olası bir hareketini önleme stratejisi vardır…
Son günlerde Fransız savaş gemisinin bölgemizde demirlemesi ve Rum Milli Muhafız Ordusuyla havada ve denizde tatbikatlar yapması ‘dikkat edilmesi’ gereken bir gelişmedir…
Ne var ki; KKTC’yi yönetenler bu konularda etkili bir tepki veremiyor…
Basit iç kısır çekişmelerle gün dolduran siyasiler sayesinde Kıbrıs Türk halkının haklı çıkarları gün geçtikçe daha çok tehdit altına giriyor…
Kuşkusuz; bu süreçte Kıbrıslı Türklerin nasıl bir gelecek istediği çok önemlidir...
Siyasiler neden güven kaybediyor?
Halkın ezici bir çoğunluğunun siyasilere güven duymadığı ise ayrı bir gerçektir...
Güvensizliğin belli başlı nedenleri şunlardır:
-Elektriklerin sürekli kesilmesi…
-Hastanelerde ilaç, doktor ve hemşire eksikliği…
-Türkiye’den gelen suyun hala bazı bölgelere ulaştırılmaması...
-Yolların bozukluğu...
-Çevre kirliliği...
-Çiftçi ve hayvancının, ürün bedellerini zamanında alamaması...
-İstihdamlarda partizanlığın devam etmesi...
-Yatırımcılara işkence çektirilmesi...
-Tüketilen yiyeceklere güven duyulmaması...
-Trafik kazalarındaki artış ve şiddet olayları...
-Uyuşturucu patlaması...
Çare yok mu?
Yukarıda sıraladıklarımızın büyük bir kısmı ‘ciddi bir yönetim’ oluşması halinde en fazla iki yıl içinde çözülebilecek sorunlardır...
Ayağımıza kadar gelen suyu dağıtma becerisini gösteremiyorsak, bunun suçunu kendimizde aramalıyız...
İnsanları perişan eden siyasi istikrarsızlıktır…
Hemen her yıl seçim yapılması, kısa sürelerle hükümetlerin ve üst kademe yöneticilerinin değiştirilmesi, istikrarlı bir yönetimin önündeki en büyük engeldir…
Özetle daha güzel, daha güvenli bir KKTC için ‘çare’ vardır...
En büyük güç ise; Türkiye’nin arkamızda durması, desteğini eksiltmemesidir...
Ekonomik kalkınma olabilmesi ici:1) parlamenter sistemin çalışması /tek adam resimlerinden uzak kalinabilmesi2)hukukun üstünlüğü ve bagimsizligi3)din mezhep ve hamasi milliyetçilik sömürüsünden vazgecme4)laiklik5)nerden buldun yasası illegal kazancın önüne geçilmesi 6)evrensel değerlerin kabul edilmesi7)adama göre isden vazgecilip liyakat8)devlet harcamalarında Sayıştay denetimi vs vs uzar gider