Geçen pazar ki yazımda coğrafyamızda çoğalan yerel festivallerden bahsetmiştik ve bu festivallerin belirli bir ulusal program şeklinde organize edilmesi halinde, turizm faaliyetlerine de katkı sağlayacağına olan inancımı sizlerle paylaşmıştım. Fakat geçen haftaki yazımı yazarken ülkemizde düzenlenen rakı festivalini kastetmemiştim.
7-8 Nisan 2015 tarihlerinde “KKTC 1. Uyuşturucu ile Mücadele Çalıştayı” yapıldı. İki gün süren çalıştayın sonunda, dört farklı komisyonun üyeleri tarafından oluşturulan güzel sunumlar oldu. Ayrıca Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nu yaptığı çalışmalar, nerdeyse her gün bir yerel TV kanalında, radyoda veya görsel basında yer almaktadır. Medya aracılığı ile gençlerimizin içinde bulunduğu sıkıntılı durumlar toplumumuza anlatılırken, bu kötü gidişatın önüne geçilebilmesi için yapılması gerekenler de aktarmaktadır. Fakat bir yerden düzeltmeye çalışırken, bir diğer taraftan bozmak, yaşadığımız coğrafyanın genel mizacı oldu.
6-23 Mayıs 2015 tarihlerinde, “4. Rakı Festivali” adı altında ülkemizde düzenlenen etkinlik, adanın değişik bölgelerinde, eğlenceler eşliğinde toplu rakı tüketimi teşvik etmektedir. Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun yaptığı çalışmaları düşünürsek, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… “Rakı Festivali” adı altında yapılan organize, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun yaptığı çalışmaları hiçe sayarken, festivallerin amacına da aykırı düşmektedir.
Festivaller tanıtım açısından çok önemli. Festivaller yapıldığı yerin ürünlerini, kültürünü, fiziki yapısını, yaşam biçimini daha geniş kitlelere iletmenin etkili bir aracıdır. Festivallerde konferanslar, paneller, atölye çalışmaları düzenlenerek, yapıcı ve öğretici ortamlar yaratılarak bilgi ve becerilerin kuşaklar arasında transferi sağlanır. Bu çerçeveden gelin bir daha düşünelim… Üretmediğimiz bir markanın sponsor olduğu ve tüketime yönelik reklam içerikli organizelere festival demek doğru olmaz. Ayrıca bunun yerel basında yer alış şekliyle de gençleri alkol kullanmaya özendirecek türden tanıtıcı reklamlar olması, canla başla yapılan tüm çalışmaları sıfırla çarpmaktadır.
Yaşadığımız coğrafyanın sosyolojik sorunları göz önüne alındığında, toplumumuzun bu tür reklam içerikli organizasyonlara ihtiyacı olmadığı gibi, toplum niteliğini de olumsuz etkileyip geleceğini tehlikeye attığı bir gerçektir. Görkemli şekilde tanıtılan, bağımlılık yapabilecek olan madde içerikli etkinliklerin, amaç ve işlevi iyi kavranmazsa, daha farklı bağımlılık yapabilecek madde içerikli organizelerin türemesi de yakındır…
Sonuç olarak festivaller amacına uygun düzenlendiklerinde, bölgenin sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlamalıdır. Uyuşturucu, Sigara ve Alkolle Mücadele (USAM) ve Kıbrıs Yeşilay’ın da belirttiği gibi “ Kötü imajla gündeme gelen ülkemizin, daha da yanlış etkinliklerle anılmasına gerek yok.”