Son yıllarda yaygınlaşan bilgisayar ve sosyal medya kullanımının en yararlı tarafı herkesin gerçek yüzünün tanınmasını sağlamasıdır.
Asit ve bazları ayırt etmede kullanılan Turnosol kağıdı gibi, Facebook da insanların renginin, tercihlerinin, kalitesinin ortaya çıkması sağlanıyor.
Birçok kişi uzmanlık gerektiren konularda bile bilgiçlik taslamakta, görüş belirtmekte hatta konunun uzmanları ile tartışmaktadır.
Bazı kişiler, Atatürk hakkında hiçbir kitabı okumadığı halde Atatürkçü olduğunu belirtmekte, öte yandan da Atatürk’ün görüşlerine ilkelerine tam ters tutum sergilemektedir:
Örneğin Atatürk’ün altıok ilkesini bile öğrenme zahmetine katlanmadıkları için, milliyetçiliğin tüm kötülüklerin sebebi olduğunu ileri sürmektedirler;
Kendi ulusuna bağlı olan kişileri hiç ilgisi olmadığı halde ‘Faşistlikle kafa taşçılığı’ ile suçlamaktadırlar;
Atatürk’ün egemenliğe verdiği önemi bilmedikleri için, ülkemizde egemenlikten yana olanları barış düşmanı gösteriyorlar;
Atatürk’ün din konusundaki düşüncelerini okuma zahmetine katlanmadıkları için, dinine bağlı olan herkesi laiklik düşmanı gösteriyorlar.
Bazı kişiler solculuk hakkında hiçbir eser okumadıkları için, sadece soğuk savaş döneminden kalma, kulağa hoş gelen birkaç sloganı diline dolayarak, solculuk taslamaktadırlar:
Marks hakkında hiçbir kitap hatta makale okumayan kişiler, akıllarına göre solculuğu yorumlamaktadırlar;
Batılı emperyalistleri ve onların güdümündeki AB’ni memnun edecek şekilde davranmaktan çekinmiyorlar;
Bazı kişiler ise ulusal mücadelemiz ile değerlerimizi kötülemenin ve Rum sempatizanlığının solculuk olduğunu zannediyor.
Bazı kişiler milliyetçiliğin, Atatürk milliyetçiliğinin ne olduğunu okuyup öğrenmeden sırf makam elde etmek amacı ile milliyetçilerin oy verdiği siyasi partilerden aday olup seçiliyor. Makama geldikten sonra da tam aksi yönde hareket ediyor;
Samimi ve yapıcı uyarılara rağmen, üstelik Anayasa ve ilgili yasaları dikkate almamakta ve okullarda ulusal kurtuluş tarihimizin okutulmasını sağlamamakta. Böylece yeni neslin gerçekleri bilmesini engellemektedirler.
Sonuçta okuma yazma oranımızın yüksek olduğu ile övünmemize karşın, okumama, araştırmama alışkanlığımız nedeniyle, dar çekişmelerle zaman harcamaktayız.
Oysa Uygar ülkelerde birçok kişi istirahat ederken bile kitap okumaktadır. Parklarda dinlenenler, plajlarda güneşlenenler, tren ve otobüslerde seyahat edenler kitap okumaktadır.
KKTC’de ise okuma yazma oranımızın çok yüksek olmasına rağmen, genellikle okuma alışkanlığının batılı uygar ülkelere göre çok gerilerdedir.
Sosyal medyada bazı kişilerin hatta siyasilerin yaptığı yorumlardan, kitap okumamaları bir yana, günlük gazeteleri ve TV haberlerini bile izlemedikleri anlaşılmaktadır.
Bazı kişiler sosyal medyada yayınlanan makale ve yorumları bile sonuna kadar okumadığı için, konu ile ilgili olmayan görüş yazmaktadır.
Okumama, öğrenmeme, araştırmama alışkanlığı
- 23 Ekim 2022, 00:59
- 100
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi