banner564

Niyet varsa olur

  Yeni hükümetin iki ortağından umut verici mesajlar geliyor...
  Önce Başbakan Hüseyin Özgürgün’den başlayalım...
  Hükümetin önünde bulunan 2 yıllık süreçte; halkın yaşamını kolaylaştıracak, refahını artıracak, yatırımları geliştirecek, ekonominin canlanacağı, tüm sektörlerin önünün açılacağı ve altyapıların  geliştirileceği birçok büyük projeleri başlatmak amacında olduklarını açıkladı...
 Uzun vadede, limanlar, elektrik ve telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda ise ‘adımlar atmayı planladıklarını’ söyledi...
  Yaşamı kolaylaştıracak ve yatırımları teşvik edecek projelerin bir an önce başlatılması bu ülkeye çok şey kazandıracak...
  Fakat iflas etmiş, hizmet veremez durumdaki Telekomünikasyon Dairesi, pahalı üretim yapan ve yağmur yağdığında ülkeyi karanlıkta bırakan Elektrik Kurumu ile limanların özelleştirilmesi için neden  ‘uzun vadeden’ söz edildiği anlaşılır gibi değildir...
  Bu hükümetin önünde iki yıl varsa, bu süre zaten Kıbrıs gibi küçük bir ülke için uzun bir süredir...
  Ve eğer bu hükümet iki yıl içinde bunları yapamazsa, yarın halka ne diyecek?..
  “Biz başlattık ama ömrümüz yetmedi” mesajları artık karın doyurmuyor...
  İnsanlarımız icraat bekliyor...
  Telekomünikasyon Dairesi’nin teknik açıdan yetersizliği yüzünden bu ülkenin haberleşmesini iki tane GSM şirketine teslim etmek midir doğru olan?..
  Bir de bu ülkeyi ziyaret eden Türk vatandaşlarına soralım...
  Cep telefonlarında internet açık kalmış diye ülkelerine döndükleri zaman, otel ve uçak giderinden daha fazla GSM faturası ödüyorlar...
  Türkiye’de özelleştirilen Türk Telekom’un bugün GSM şirketleriyle nasıl rekabet edebildiğini göremezsek yazık olur...
  Öyleyse yılların ihmalini ve biriken sorunlarını ‘uzun vadeye’ bırakamayız...
  Hele AB üyeliği için çırpındığımız bir dönemde, Avrupa ülkelerindeki uygulamaların dışında kalamayız...
  Bunca yıl çağdışı bir yaşama mahkum edilen bu halk artık her alanda kaliteli hizmet bekliyor...
  Sorun; özelleştirilecek kurumlarda çalışanları korumak ise onun yöntemini bulmak hükümetin görevidir...

Vatandaşlıklar verilmeli
 
  Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın yaptığı açıklamalara gelince...
  Çözüme kadar hak sahibi insanların vatandaşlıklarını bekletemeyeceklerini söyledi...
  Çok doğru bir teşhis...
  İngiltere’ye giden Kıbrıslı Türkler 5 yıl dolduğu zaman vatandaşlık başvurusu yapıyorlar...
  İngiltere hükümetinin her başvuruyu kabul etmesini öngören bir zorunluluk yoktur...
  Ancak adli suç işlemeyenlere bu hak veriliyor...
  KKTC’de 10 yıl, hatta daha fazla hizmet veren, artık burasını vatan bilen insanlara ise vatandaşlık verilmiyor...
  Rum tarafı kızacak, tepki gösterecek diye bu insanlara vatandaşlık vermemek bir insanlık suçudur...
  Güney Kıbrıs’ta kaç bin Yunan vatandaşı olduğunu bilen var mıdır?..
  Ayrıca AB üyesi olduğu için güneyde binlerce Yunan vatandaşının çalıştığını görmezden gelebilir miyiz?..
  Onlar ekonomilerinin en kötü döneminde dahi “We ar all Greek” sloganı ile adaya gelen Yunan vatandaşlarına iş verdiler...
  Bizde ise, bunca yıl ağır ekonomik hizmetleri omuzlayanları dışlamaya yönelik bir anlayışın gelişmesi üzüntü vericidir...
  Binalarımızı bu insanlar yaptı...
  Lokantalarımızda, marketlerimizde, otellerimizde, matbaalarımızda, hastanelerimizde bu insanlar çalıştı...
  Bilinen gerçekleri inkar edemeyiz...
  Avrupa’daki vatandaşlık uygulamalarını da görmezden gelemeyiz...
  O nedenle Denktaş’ın vatandaşlık konusundaki düşüncesi doğrudur...
  Bir an önce uygulamaya konmalıdır...
YORUM EKLE

banner471

banner474