Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, biraz farklı beklentilerle de olsa New York’a gittiler; orada buluşacaklar.
Tatar ile Hristodulidis, her yıl BM Genel Kurul çalışmalarının tamamlanmasından sonra BM Genel Sekreteri tarafından düzenlenen resepsiyonda mı; yoksa organize bir şekilde Kıbrıs sorununu görüşmek üzere BM Genel Sekreteri’nin huzurunda “üçlü” olarak mı buluşurlar bilmiyorum. Kendileri de bilmiyor; kimse bilmiyor!
Türk ve Rum taraflarının izlediği farklı stratejiler, liderler buluşmasını da belirsizliğe itti. Hristodulidis, Tatar ile “üçlü bir görüşme” yapmak istiyor. Türk tarafı bu görüşmeye henüz onay vermedi. Bizim taraf, Kıbrıs sorununun özünün görüşülmesini istemiyor, iş birliği alanları üzerinde durulmasını talep ediyor. Genel Sekreter Guterres üçlü görüşme daveti yapamadı; yapmak için ne bekliyor bilmiyoruz!
Her yıl Eylül ayında yapılması geleneksel hale gelmiş olan bu genel kurul çalışmaları, herkesin gündemini New York’a taşıması anlamına geliyor zaten. Şu anki bilgilerimize göre Hristodulidis ile Tatar’ın gündemleri çok farklı…
Bu arada, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemine bakmakta yarar vardır: Erdoğan, 10 Temmuz’da NATO zirvesine giderken yaptığı gibi, New York yolculuğu öncesinde de sert açıklamalar yaptı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile yollarını ayırabileceğini duyurdu. 10 Temmuz’da yaptığı açıklamada da İsveç’in NATO üyeliğine karşılık Türkiye’nin AB üyesi yapılmasını talep etmişti zaten. 
Erdoğan’ın derdi Kıbrıs değil, Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirmek… AB ile gümrük birliği anlaşmasını genişletmek ve Türk vatandaşlarının AB ülkelerine kolaylıkla seyahat etmelerini sağlamak istiyor. Bunları başarabilirse ekonomisi güçlenecek, dıştan sermaye gelecek ve iktidarı pekişecek. Erdoğan bu hedefe insan hakları ve hukukun üstünlüğü ile ilgili olumsuz tutumundan taviz vermeden ulaşmaya çalışıyor. Kavala içeride kalsın, istediğini istediği saat tutuklasın, adi suçlular sokaklarda dolaşsın ama Avrupa Birliği ile ekonomik ilişkiler kurabilsin istiyor. Avrupa yurttaşlarının iradesini yansıtan Avrupa Parlamentosu buna “hayır” dedi. Erdoğan, hedefine ulaşabilmek için farklı kozlar kullanmak ve hükümetleri baskı altına almaya çalışıyor ki “Kıbrıs sorunu” da bunlardan biridir.
New York’ta Kıbrıslı Rum ve Türk liderlerin randevusu bile yok ama “Kıbrıs sorunu” orada olacak. Tatar ile Hristodulidis dışlanmış olsa bile sorun, Erdoğan ile muhataplarının görüşmelerinde ele alınacak. New York’a bakarken asıl izlememiz gereken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacak!

Erdoğan, New York seyahati öncesinde Avrupa Birliği’ne resti çekti. Kendisi gitmeden restinin liderlere ulaşmasını tercih etti. Pazarlığını öyle yapacak…