‘Corona’ şartları yüzünden ülkeye dönemeyen ve yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler, dil alışkanlığından olsa gerek “Memleket nasıl gidiyor?” diye soruyorlar...
   Televizyonları uydudan izlemiyor musunuz?..
   Gazetelerin yazdıklarını internet sayfasından okumuyor musunuz?..
   Öyleyse nasıl gittiğini biliyorsunuzdur...
   Hani bilmediklerimiz de olabilir...
   Yazılmayanlar, söylenmeyenler...
   Gizli tutulanlar...
   Elbette, yazılmayan da çok, söylenmeyen de...
   Kanıt olmayınca yazmıyoruz...
   Ancak ‘ülke-memleket menfaatleri’ gereğince de yazamıyor, söylemiyoruz…
   Belgesiz hiçbir iddiayı gündeme getirmiyoruz...
   Dedikoduya dayalı haber yapmıyoruz...
   Bir de bilinen, gerçek olduğu şüphe kaldırmayan, buna karşın yazılamayan ve söylenemeyenler vardır!..
   O da ‘yeni demokrasi’ anlayışının bizlere hediyesidir…

İlerisini görebiliyor muyuz?

   “Peki bu yeni süreçte ilerisini görebiliyor musunuz?” diye soranlara verilebilecek cevaplar vardır…
   Elbette gözle görünen ve tahmin yürütülmesine yardımcı olan çok şey vardır...
   Ekonominin nereye doğru gittiğini; bir anda 8 bin Kıbrıslı Türk’ün ‘çalışmak amacıyla’ güneye yönelmesinden anlamak zor değildir…
   Bir süre sonra bu rakam daha da artabilir…
   Bunun yanı sıra yurt dışına göç edenlerin sayıları da artabilir…
   Yüzlerce iflas kapıda mı?..
   Gözle görülüyor mu?..
   Görülüyorsa sorun yok…
   Bunların sonucunda Kıbrıs sorununun ‘bir şekilde çözümü’ gündeme gelebilir mi?..
   İşte bu sorunun yanıtı çok önemlidir…
   Ani bir çözüm durumunda hazırlığımız yoktur...
   Beklenmedik bir anda çözüm kapıya dayanırsa ne olacak?..
   İlk gün, ilk saatten itibaren ne tür gelişmeler yaşanacak?..
   Kıbrıslı Türk esnaf, ithalatçı, turizmci ne tür sorunlarla karşılaşacak?..
   Mülklerle ilgili adımlar atıldığında, ipotekli mallar ne olacak?..
   Elindeki mülkü kaybeden adamın banka borçlarını kim ödeyecek?..
   Kredilerin dönüşü olmayınca bankalar ve mudiler ne tür sorunlarla karşılaşacak?..
   Geçimini daha çok Türk öğrencilerden, Türk turistlerden, hatta Türk askerlerinden sağlayan yüzlerce dükkan, cafe, restoran sahibi ne iş yapacak?..
   Sigorta emeklilerine ödenen maaşlarının yüzde 55’ini karşılayan çalışma izinlilerin sayısı azaldığında veya belirli bir zaman dilimi içinde tümü gittiğinde aradaki farkı kim verecek?..
   Sigorta primleri dibe vurduğunda sağlık sorunları nasıl çözülecek?..

Ya bundan sonrası?

   Bunun bir de tersine bakalım...
   Yani çözümsüzlüğün kesinleşmesi durumunda KKTC’nin ekonomik ve siyasal anlamda planları nedir?..
   Dünya çapında nasıl bir propaganda kampanyası başlatılacak?..
   Hangi ülkelere öncelik verilecek?..
   Yayınların içeriği ne olacak?..
   Ne kadarlık bir bütçeye ihtiyaç duyulacak?..
   Kampanyayı hangi profesyonel ekip yürütecek?..
   İşte bunlar da tahmin yürütemeyeceğimiz konular…
   İyi haftalar…