banner564

Nerede o ‘temiz’ günler

   Hatırlayan var mı devlet laboratuvarında olanları…
   Ağır ihmal sonucunda bina yanmış, milyonlarca lira değerindeki aletler zarar görmüş ve aylarca bu ülkede gıda analizleri yapılamamıştı…
   İnsanımız; gerek yerli, gerekse ithal ürünleri ‘gözü kapalı’ tüketmek zorunda kalmıştı…
   Çocuklara, büyüklere, yaşlılara; bu süre zarfında zehirli olanı da, zehirsizi de yedirenler hakkında herhangi bir işlemin yapıldığını duyan oldu mu?..
   Laboratuvar yangınında kimlerin ihmali vardı?..
   Milyonlarca liralık zararın sorumluları kimlerdir?..
   Sorumlular bugüne kadar neden yargı önüne çıkarılmadı?..
   ‘Temiz toplum’ yaratma iddiasında olanlar bu konuda ne düşünüyor, ne yapıyor, ne yapmayı planlıyor?..

Yazık değil mi?..

   KKTC’nin hastanelerinde bazı ilaçlar bulunmuyor…
   Çocukların aşısı için hastane eczanesine gidenler 2 haftadan beri eli boş dönüyor…
   Bazı hayati kanser ilaçları sık sık eksiliyor…
   Ameliyat odasında arızalı cihaz tamir edilemediği için, bazı operasyonlar yapılamıyor…
   Göz muayenesi yapan aletlerdeki basit arızalar 2 aylık sürede giderilemiyor…
   Diğer yandan 200 milyon liralık ilaç ‘tarihi geçtiği için’ kamyonlara yüklenip çöplüğe gönderiliyor…
   Yazık, günah değil midir?..
   
Neler yapılmazdı ki?..

   Okulların sınıf ihtiyacı parasızlık gerekçesiyle giderilemeyince, köy kadın kursları için ayrılan prefabrik odalara dahi el konuluyor…
   Dikmenli kadınların bu konuda isyan noktasına geldiğini gören, duyan oluyor mu?..
   Yıllardan beri ‘altyapı eksikliği var’ denilerek eğitimde Tam Gün’e geçilemiyor…
   Güzelyurt Hastanesinin inşaatı yarım bırakılıyor…
   Lefke mahkemesi, bina tamiratı yapılmadığı için kapatılıyor…
   Ölüm yollarına yama yapacak para bulunamıyor…
   Diğer yandan 200 milyon liralık ilaç çöpe atılıyor…
   Bunun ana nedeni; yönetimdeki beceriksizliklerdir…
   Yönetilmeye ihtiyaç duyan yüzlerce, binlerce kişinin ‘yönetici’ konumuna geçtiği bir ülkede, bu tür olayları; hatta çok daha fazlasını yaşamaya devam edeceğiz…
   Arada bir ‘sorgulama’ ve ‘yargılama’ olsaydı, belki ‘bir umut’ başlardı…
   Ama onu da beceremedik… 

YORUM EKLE

banner471

banner473