Anahtar Kelimeler: Etiketlenme, Efor, Motivasyon, Fırsat eşitliği, CEFR, Portföy
Okul yaşantısı bir öğrencinin akademik gelişimi için ne kadar önemliyse kişisel gelişimi için de bir o kadar önemlidir.
Çocukların ve gençlerin “başarılı”, “başarısız”, “haylaz”, “akıllı” ve benzeri terimlerle etiketlendiği okul süreci bazı öğrenciler için motive edici olabilirken bazı öğrenciler için de son derece negatif bir güdüleyicidir.
“Self-fulfillment” teorisine göre başkalarının bizden beklentisi bizim davranışlarımızı ve tepkilerimizi olumlu veya olumsuz yönde etkiler. Başkalarının beklentilerini bir süre sonra içselleştirip bunları onaylamak için hareketlerimizi ve tepkilerimizi aynen beklentiler yönünde şekillendiririz. Bu teoriyle ilgili yapılmış birçok çalışmada bu sonucu vermektedir. Bunun ötesinde “başarısız” olarak etiketlenen öğrenci öğretmen tarafından yeterince ilgi, motivasyon ve fırsat alamaz. Bu da öğrencinin tüm kapasitesini verimli bir şekilde kullanmasına imkan verilmeden etiketlendiği gruba konulup “diğerlerinden” ayrıştırılması süreciyle devam eder.
“Bizler” ve “Onlar” kavramlarıyla ilk tanışmalarımızı gerçekleştirdiğimiz okul sıralarında, eğitim sistemimiz de bizi gruplanmanın bir parçası olma yönünde itekler.
Okulda başarısız olarak etiketlenen, yeterli imkan, ilgi ve motivasyondan mahrum kalan ve hatta belki de bu yüzden çeşitli sosyal çevrelerden dışlanan çocuk da aynen kendinden beklendiği gibi davranacak ve derslerinde verimi düşürecek, haylazlık yapacak ve hatta belki de daha da ileriye gidip kötü alışkanlıklar edinecek. İlgi toplamak için zaman zaman “bullying” yani “zorbalık” yöntemine başvurarak okulun sorunlu çocuğu haline gelecek.
İşte geçen hafta bahsettiğimiz eğitim sistemi, sınav sistemi ve notlandırma sistemi bu yüzden bu kadar önemlidir. Eşit fırsatların verildiği bir eğitim sistemi ile, sadece kitap odaklı olmayan ve sınıf içi ve dışı çeşitli aktivitelere ve projelere yer veren ve öğrencinin “neyi bilmediğini” değil “neyi bildiğini” ölçen akrediteli sınavlarla okul yaşantısını olumluya çevirebilir ve gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak kalmasını sağlayabiliriz.
Aynen Avrupa’ da olduğu gibi öğrencilere sadece akademik notun değil efor notunun da verilldiği bir sistem ile farklı dallarda başarılı olan öğrencilerin de motivasyonu düşmeyecek ve gerekli çaba sarf edilecektir.
Yine on yılı aşkın bir süre önce Avrupa’da yaygınlaşan ve CEFR (Common European Framework) çerçevesinde KKTC’de de uygulanması için birkaç ufak çalışma yapılan fakat arkası gelmeyen “Portfolio” sistemi de birçok sorunun çözümüdür.
Portföy sistemi öğrencinin bir yıl boyunca yaptığı tüm yazılı çalışmalar, projeler, testler, katıldığı etkinliklerden aldığı belgeler ve benzeri materyallerin oluşturduğu bir dosyadır. Bir yılın sonunda öğrenciler tek bir sınava tabi tutularak sadece yapısal ağırlıktaki bu sınavdan aldığı notla değil bütün bir yıl yaptığı çalışmalarla değerlendiriliyor.
Ayrıca yıl sonunda öğrenci bir yıllık akademik sürecini değerlendirme ve ne kadar ilerlediğini de gözlemleme fırsatı buluyor.
Her yıl bir yenisi hazırlanan bu portföyler de kişinin yaşam boyu öğrenme sürecinin önemli bir parçası oluyor.
Atılacak çok adım var; önce okuyup araştırmak, sonra farkındalık geliştirmek, daha sonra uygulamak ve uygulama sonrası sürdürülebilirlik için çaba sarf edip denetlemek. . Bütün mesele bu !