banner564

Mülkiyet ve arkası yarın

Kıbrıs sorunun çözüm dinamiğinde tıkanma geliştikçe sorunlar da katmerleşiyor. Aynı zamanda iç; ekonomik, demokratik, siyasal alanda da sorunlar katmerleşiyor. Çünkü iç politika dışı, dış politika içi etkiliyor. Cenevre ve Crans Montana Süreci öncesi BM Genel Sekreterinin Temsilcisi olan Norveç eski Dışişleri Bakanı Sayın Espen Barht Eide, Kıbrıs Türk basınında yayınlanan bir söyleşisinde şöyle demişti.
“ Siz Kıbrıslı Türkler ve Rumlar çok şanslısınız. Çünkü BMGK 5 Daimi üyesi, dünyada pek çok konuda bir birleri ile yarış içinde iken, bir tek Kıbrıs Sorunun Çözümü konusunda ortak tutum içindedirler.  Ancak bunun devamının garantisi yok. Bu nedenle çözüm için elinizi çabuk tutmanız gerekir”.  Sayın Anastasiadis, Crans Montana’da fırsat harcanmasına bir yenisini ekledi. Şimdi, BMGK 5 Daimi üyesi;   her alanda yarış değil, çatışma içindedirler. Hal bu iken, Kıbrıs Sorunun en önemli başlıklarından biri olan Mülkiyet Meselesi yeniden gerilimi artıran faktör olarak öne çıktı.  Önce Kıbrıslı Türk bir Avukatın sonra, Musevi  bir  iş insanının  tutuklanması ve bir başka Alman vatandaşına dönük gündeme gelen olaylar,  gerilimi tırmandırıyor. Ama baştan, Politika Değişikliği denerek, BM Parametrelerini ret ederek çıkılmak istenen İki Devletli tez gündeme geldiğinde,  Görüşme Sürecinin çıkmaza gireceğini ve Mülkiyette ciddi pek çok sorunun oluşacağını yalnız biz değil, pek çok insan ifade etmişti. Şimdi, CB  Sayın Tatar, son  tutuklama olaylardan sonra, basına da servis edilen bir toplantıyı makamında yaptı.  Yapılan açıklamada, mülkiyet meselesi diye bir mesele yok, çünkü iki devletli çözüm var denmedi. Bunun; Güneyin, Kuzeye yönelik yaptığı bir siyasi baskı olduğundan söz edildi. Evet, bu yan doğrudur. Aynı  açıklamada Taşınmaz Mal Komisyonuna da atıf yapıldı. Buda doğrudur. Ancak Taşınmaz Mal Komisyonun ve onun AİHM tarafından da kabul edilmesi temelinden tek söz edilmedi.
Bunun ortaya çıkmasına temel olan esas;  1990 sonrası BMGK’nin;  Kıbrıs Sorunun İki Bölgeli, İki Toplumlu,  Siyasi Eşitlik temelinde Federal zeminde nasıl çözüleceğinin esaslarını tarif ettiği kararında yatar. O karar;  İki Bölgeliliği, Federal Çözümde o bölgeyi yönetecek olan toplumun Nüfus ve Mülkiyet bakımından çoğunlukta olması diye tanımlar. Bu, Annan Planında her yanı ile ortaya kondu. Buna Kıbrıs Türk Tarafı Evet, Güney Hayır dedi. Akıncı – Anastasiadis görüşme süreçlerinin doruk noktası olan Crans Montana da bu bitme noktasına geldi. Güneyin olumsuz tavrı ile yine sonuç alınamadı.
Ancak her şeye karşın, bir başka olumluluk da gelişti. Annan Planı sonrası, o Plandaki esasları temel alan Taşınmaz Mal Komisyonu yasası yapıldı. O yasaya karşı Sayın Tatar’ın partisi, akıl dışı kampanyalar yaptı.  İptali için Anayasa Mahkemesine gitti. Ret edildi. Sonuçta AİHM, TMK’yı başvuru temeli olarak kabul etti.  Aynı zamanda KKTC Yargısını da esaslı zemin olarak konumlandırdı. Eğer siz, 1990 sonrası İki Bölgeliliğin, nüfus ve mülkiyet çoğunluğunun o bölgeyi yönetecek topluma ait olacağını ifade eden BMGK kararlarının da içinde olduğu BM Parametrelerini tümü ile ret ederseniz, bu fırsatı bekleyen Güneyin bağnazlarına kendi elinizle, bu fırsatı sunarsınız. Bu olaylar üzerine Sayın Tufan Erhüman, Güneyin Bağnazlarının açtığı  Orams ve Hurma davalarını hatırlattı. Çünkü onlar işlevsiz kılındı. Aynı zamanda, arkasından gelen TMK ve görüşme süreçleri ile de bu olayların, arkası yarın dizilerine dönmesi de engellendi. Şimdi?  O zaman, politika alanındaki değişim denen olguyu sorgulamak gerekir. Bunu ele almazsak bilin ki daha çok yönlü sorunlar yaşayacağız. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Tamer Karadeniz
Tamer Karadeniz - 5 ay Önce

Sorular: 1. 1974 sonrası GKRY'den KKTC'ye gelen/getirilen Türk gocmenlerin orada bıraktıkları ve/veya bıraktıklarını iddia ettikleri malları için: A. KKTC'de kendilerine mal verildi mi? B. GKRY orayı terk eden/ettirilen Türk gocmenler ve diğer Türk malları için bir TMK kurdu mu? 2. Bu TMK denen ve çözüm için bel ve tüm umutların bağlandığı bu oluşumun tüm dünyada (yaşanan diğer savaş ve işgallere rağmen) başa bir örneği var mıdır? 3. TMK'nin çalışmai durumunda; oluşacak tüm bedelleri Louzidu vb davalarda olduğu gibi TC mi yoksa bireyler olarak varsil ama ülke olarak meteliksiz olan KKTC mi odeyecektir?

Turkish Power
Turkish Power - 5 ay Önce

Palikarya yancilari ingiliz muhipleri kraldan fazla kralci sagdan yAllah tazyik ganimetin bedeli olmaz ittirolun

Öz
Öz - 5 ay Önce

Başbakan çıkıp KKTC nin verdiği tapuların KKTCnin teminatı altında olduğunu söylüyor. TMK, AİHM kabul ettiği bir hukuk kurumu. Yani uluslararası geçerliliği var. Peki KKTC nedir? BMGK na göre tanınamaz. Tanınması yasaklanmış. Türkiye’nin yasa dışı bir entitesi. Peki yasa dışı yönetimin verdiği tapuların, yasadışı yönetimin teminatında olmasının kıymeti harbiyesi var mı? Belki, yasadışılığı, yasallığa monte etmeye teşebbüs olabilir.KKTC dekileri belki inandırabilirsiniz ama, uluslararası yargı bu ayak oyunlarını yemez.

banner471

banner474