Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın, geçtiğimiz Cuma akşamı BRT’de canlı yayına katılarak yapmış olduğu açıklamalar; özellikle Maraş’la ilgili sözleri sadece Diyalog gazetesinde yayınlandı…
  Bunu ‘yağcılık olsun’ diye yapmadık…
  Yüksek düzeyde haber değeri olduğu için gazetemizin manşetinden aktardık…
  Normalde Sayın Oktay’ın açıklamaları siyasi sarsıntı yaratmalıydı…
  Ama olmadı…
  Rum tarafı bu açıklamalara tepki göstermedi…
  Bunun nedeni son bir yılda Maraş’ın açılacağına ilişkin açıklamaların çok sık yapılmasına karşın herhangi bir adımın atılmamasıdır…
  Ayrıca, AB ve BM’nin Rumlara vermiş olduğu güvencelerdir…
  Neyse bugün konumuz bu değildir…
  Sayın Oktay’ın, bir sözü üzerinde özellikle durmak istiyoruz…
  KKTC’nin (Kıbrıslı Türklerin) hiç kimseye muhtaç edilmeyeceğini söyledi Sayın Oktay…
  Bunun böyle olması en büyük dileğimizdir…
  Ne var ki; özellikle son yangınlarda, 45 yılın katı kurallarını bozarak Rum tarafının yardımlarına muhtaç hale geldik…
  Anamur suyu iki ay içerisinde akmaya başlamazsa, çok daha hayati bir konuda yine Rumlara muhtaç hale geleceğiz…
  O yüzden Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin daha sağlıklı bir çizgiye oturtulmasının şart olduğunu düşünüyoruz…

Diyalog TV kime muhtaç olmalı?

  Sayın Oktay’ın bizleri başkalarına muhtaç etmeyeceklerine ilişkin sözü ile Diyalog TV uydu yayınlarının RTÜK kararıyla durdurulması arasında ilişki kurabilir miyiz?..
  Elbette kurabiliriz…
  Adada yayınlanan 6 özel ve 3 kanallı devlet televizyonu arasında halkın ‘en çok güvendiği’ ve Türkiye ile ilişkilerde ‘en hassas’ olduğu herkes tarafından bilinen bir yayın kanalının kapatılması sonrasında en milliyetçi kesimlerden dahi bizlere önerilen Güney Kıbrıs üzerinden yayın yapmaktır…
  Biz bu öneriye ilk günlerde ‘başkalarına muhtaç olmamak için’ hiç sıcak bakmadık…
  Ama “bizi buna mı zorluyorlar?” diye düşünmekten de geri kalmadık…
  KKTC’deki TV kanallarının nasıl bir yayın politikası izlediğini, Lefkoşa’daki Türk elçiliği bilmiyor mu?..
  Bilinenler Türkiye’ye sağlıklı bir şekilde mi aktarılıyor?..
  Yoksa aktarılanlar ‘farklı bakış açılarıyla’ mı değerlendiriliyor…
  Açık ve net olarak söyleyelim ki; Diyalog TV’nin, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne zarar verecek bir yayın kuruluşu olmadığını herkes biliyor…
  Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu; ister sağ, ister sol görüşte olsun Diyalog TV’nin ‘tarafsız ve bağımsız’ bir yayın politikası izlediğini biliyor…
  Küçük çocuklardan en yaşlı insana kadar hiç kimse Diyalog Medya’nın ‘Türkiye aleyhtarı yayın yaptığı’ konusunda inandırılamaz…
  Öyleyse sorun nedir?..
  Bazı dürtüler sonucunda, bazı resmi görevlilerin de bu dürtülere alet olmasıyla birlikte RTÜK’ün harekete geçirildiğini daha ciddi bir şekilde düşünelim mi?..
  Bir programın sadece belirli bir bölümünün; anlam değişikliğine yol açacak şekilde kesilerek RTÜK’e gönderilmesiyle bu kadar ciddi bir kanal Türkiye düşmanı mı oluyor?..
  Buna kimse inanmaz…
  Hiç kimse inandırıcı olmayan senaryoların peşinde koşmasın…  
  Kıbrıs Türk halkının ‘Türksat uydu yayınlarına’ yönlendirilmesi yüzünden RTÜK’ün kararı, Diyalog TV’nin kararmasına yol açtı…
  Fakat bilinmeli ki; uğradığımız maddi ve manevi zararın çok fazlasını talep edeceğiz…
  Muhtaç olmak istemediğimiz yargı organlarına kadar ilerlemek zorunda bırakılmayacağımızı umarak, ilgili çevrelere “elinizi üzerimizden çekiniz ve bu kadar insanın ekmek parasıyla oynamayınız… İnsanımızı doğru, dürüst bir kanaldan mahrum etmeyin” diyoruz…
  Çünkü bu karartma aslında Diyalog üzerinden Kıbrıs Türk halkının dünyasını karartmaktır…