Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tan sonra bugün de dava arkadaşı; Kıbrıs Türk toplumunun mücadele önderi Dr.Fazıl Küçük’ü anıyoruz...
Dr.Küçük’ün siyasi liderliğini, 1960 öncesi ve sonrasındaki mücadelesini hem kendisinden, hem de başkalarından dinlemiştim...
Bunlar arasında rahmetli Faiz Kaymak ve Rauf Denktaş da var...
Ancak Dr.Küçük’ün gazetecilik yönünü yakından tanıma fırsatım oldu...
Gazetecilik mesleğine muhabir olarak Halkın Sesi’nde başlamıştım...
Abim Ahmet Yaşar Akar, uzunca yıllar burada editörlük yaptı...
KKTC’nin ilanı sonrasında oluşturulan Kurucu Meclis’e Dr.Fazıl Küçük tarafından gönderildi...
Dolayısıyla aile olarak Dr.Küçük’e, ailesine ve Halkın Sesi’ne karşı gönül bağımız var...
Halkın Sesi; toplum sorunlarını gündeme getiren ve gerektiğinde halka, gerektiğinde hükümet yetkililerine yol gösteren bir gazete idi...
Rahmetli Dr. Fazıl Küçük’ün ‘keskin bıçak’ gibi yazıları, bizler için örnek teşkil ediyordu...
Her zaman yol gösterici oldu
Dr.Küçük’ün, 1974 öncesindeki yazıları daha fazla Kıbrıslı Türklerin, Rum saldırılarına karşı direnişiyle ilgiliydi...
Evkaf’ın Türk idaresine geçmesini o sağladı...
Kıbrıslı Türklerin zor koşullarda ayakta durması ve direnmesi için büyük çabalar harcadı...
Sahibi olduğu Halkın Sesi gazetesinde yazdığı yazılarla topluma güç verdi, yol haritasını gösterdi...
Ayrıca, Türkiye’ye olan bağlılığın güçlenmesine yardımcı oldu...
Fakat 1974 sonrasında değişen ülke koşulları çerçevesinde kalemin hedefleri de değişti...
Yanlış hükümet uygulamaları karşısında çok ciddi yazılar yazdı...
Birçok yanlış icraattan geri dönülmesini sağlayan bu tür yazılar toplumdan büyük ilgi ve destek gördü...
Dağa kaçırılan kız olayı
1978 veya 1979 yılında Karpaz bölgesinde bir kız kaçırma olayı yaşandı...
O dönemde Günaydın gazetesinin Kıbrıs muhabirliğini yapıyorum...
Meslekte ilk yıllar çok heyecanlı oluyor...
Üstelik çok genç yaşlarda, çok ciddi sorumluluklar alıyorsanız, heyecan daha da artar...
Köylü kızın bir erkek tarafından dağa kaçırılması olayına en sert tepkiyi Dr.Fazıl Küçük gösterdi...
Dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’e yönelik bir mektup yazdı ve bu mektup, Halkın Sesi’nin ön sayfasında yayımlandı...
Ben de bu mektubu, Günaydın’a aktardım...
Ortalık fena karıştı...
Benzeri olayların bir daha yaşanmaması için çok geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı...
Dr.Fazıl Küçük’ün gazeteciliği için “kaleminden kan damlardı’ sözü az bile gelir...
O hepimizin öğretmeni ve yol göstericisi oldu...
Ölümünün 30’uncu yılında kendisini saygıyla anıyoruz...