Denize girmeden önce Mevlana’nın (1207-1273) yanımda getirdiğim kitabından birkaç şiir okuyayım dedim. Birkaç gündür yapıyorum bunu.
Bugün sırada “Her Nefesle” adlı şiir var. Okuyorum ve Mevlana’nın varlığın bütün sırlarına vakıfmış gibi ders veren satırlarından sıkıldığımı fark ediyorum.
Elimdeki kitap İngilizce bir çeviri. Kitabı İzmir’de başka bir kitabı aramak için girdiğim ve bulamadığım bir kitabevinden, nasıl çevirmişler diye merak ettiğim ve baskısı hoşuma gittiği için almıştım.
Orta yaştan yaşlılığa mesafe kat etmiş iki kadın önüme gelince duruyor. Biri biraz ilerideki bir adama “Kenaan, Kenan, şuradan mı denize girsek?” diye bağırıyor.
“Hayır,” diye cevap geliyor adamdan. “Etüdünü yaptım. Orası kötü deniz.”
Hıh! Etüdünü yapmış!
Ölümünün üstünden neredeyse 750 yıl geçmesine rağmen Mevlana, sadece dilini kullandığı İran’da ve hayatının son elli yılını geçirdiği, şimdi adı Türkiye’de olan yerde değil, dünyanın birçok yerinde en sevilen şairlerden biridir.
Yedi sekiz yıl önce, yeni çıkan bir çeviri ile, Amerika’da kitapları en çok okunan ve bu Müslüman sevmeyen ülkede hala en çok sevilen şairlerden biri. İşin garip yönü, Mevlana’nın bu popülariteye Farsça bilmeyen Coleman Barks adlı Amerikalı bir şairin “çevirisiyle” ulaşması. Barks “çevirisine” başkaları tarafından İngilizce çevrilen Mevlana şiirlerini herkesin anlayacağı bir dilde yazarak ulaşmış.
Benim elimdeki kitap ne kadar Mevlana bilmek mümkün değil. Ama aynı şiirin iki ayrı çevirmen tarafından arka arkaya çevirisi bir fikir veriyor:
Şiire çevirmenlerden biri “Sahilde terk edilmiş giysiler,” diğeri “Dalgıcın giysileri yerde boş duruyor” başlığı koymuş. (Mevlana’nın şiirlerinin başlığı yoktur.)
Birinci tercümenin ilk iki satırı şöyle:
“Vücudun burada bizimle ama kalbin çayırlarda/ Avcılarla dolaşıyorsun, avlandıkları sensin oysa.”
Diğerinin aynı satırları çeviri:
“Bizimle oturuyorsun ama aynı anda şafak vakti kırlarda yürüyorsun/ Bizimle beraber ava geldiğinde peşinde olduğumuz av sensin.”
Kitabı elimden bırakıp etrafıma bakıyorum.
Siyah bikinili genç bir kadınla adam el ele bana doğru yürüyor. Yanıma yaklaştıklarında duruyorlar ve kız eğilip elindeki bir dal parçasıyla kumların üzerine bir şey azıyor. Birbirlerine bakıp gülümsüyorlar ve geri dönüp geldikleri yöne doğru yürüyorlar. Uzaklaştıklarında kalkıp bakıyorum. Kadın FA yazmış…
Sahile indiğimde belden öne eğilmiş, elleri arkalarına bağlı yerde bir şey arayan baba ve kız hala küçük adımlarla ileri geri giderek yeri tarıyorlar. Bir küpe veya kolye kaybedilmiş olmalı ama dün pazardı ve sahilde yüzlerce insan vardı ve yerde binlerce irili ufaklı çakıl var. Onlara orta yaşlı bir çift katılıyor. Şimdi yere bakan dört kişi var. Ama arayış başarısızlıkla sona ermiş olmalı ki baba kız- baba söylenerek-oradan ayrılıyorlar. Orta yaşlı çift de arayışı birkaç dakika sürdürdükten sonra doğrulup adamın koltuğunun altında taşıdığı portatif sandalyelere kuruluyorlar.
Kalkıp canlandıran denize giriyorum.
Mevlana ile sahilde
- 13 Eylül 2022, 09:29
- 1.8B
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Ruh ikizi - 2 yıl Önce
Yine bir ders aldık Üstadım. Herkes kafasına göre takılıyor bu dünyada. Teşekkürler.
ZooM - 2 yıl Önce
Mistik rüyalar...Geçen hafta hayatımda ilk kez hayvanat bahçesine gittim. Bir daha gitmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Depresyonda, hayat enerjileri söndürülmüş tutsak edilmiş hayvanlar. Tutsak edenler ise en tehlikeli hayvan türüne mensup olanlar.
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 yıl Önce
Mevlana ile ilgili yazılar okurken, yazdıklarının beni rahatlatan tarafı kadar, size katılarak; zaman zaman “sıktığını” da hatırlıyorum. Her şeyi çözmüş bitirmiş, yol gösteren biri vardı karşımda. Yakın çevresi onun hakkında ne düşünüyordu, ondan razı mıydı acaba? Uzun sükûnet dönemlerinde ona ihtiyaç duyduklarında ne hissediyorlardı? Ve iki şiir çevirisini de okuyunca bir kere daha, okuduğum şiir çevirilerinin neden çok azının beni etkilediğini hatırladım. Dil bilmek ve özellikle bir şiiri ana dilinde okuyabilmek ne güzel bir şans.
Ahmet Ö. - 2 yıl Önce
Mesnevi’yi okuyunca Mevlana’nın müthiş bir beyne sahip olduğunu anlamıştım. Hikayeleri bir matruşka gibi iç içe geçiriyor ve sırasını karıştırmadan yine tek tek onları çıkarak hikayeleri bağlıyordu. Kolay bir şey değildi bu. Çok etkileyiciydi.
Beyhan Alkan - 2 yıl Önce
“Vücudun burada bizimle ama kalbin çayırlarda/ Avcılarla dolaşıyorsun, avlandıkları sensin oysa.”
Ne kadar güzel ifade etmiş Mevlâna,dizeleri yazana da okutana da teşekkürler
Düzeltme:
Yazının sondan üçüncü paragrafı "Kadın FA yazmış… " Diye bitiyor.
F ile A arasında kalp sembolü olacak.