Faizler ve likiditede tansiyon yükseliyor!
Döviz kurları para birimi bazında incelendiği zaman USD/TL’nin % 22,26, Euro/TL’nin % 29,07 oranında arttığı, diğer bir yandan altının TL karşısında en yüksek artışı yaşayarak % 54,78 oranında değer kazandığı müşahede edilmiştir. Türk Lirası’ndaki yıllık volatilite (Belirsizlik/ risk) % 16,91 civarlarında seyrediyor. Bunun anlamı ise Türk Lirası’nın yıllık olarak % 17 seviyelerinde değer kaybetme riski fiyatlamasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 20 Ağustos 2020 tarihli Para Politikası Kurulu kararı ile politika faizlerini % 8,25’te sabit tutma kararı aldı. Buna ek olarak Türk Lirası ve yabancı para zorunu karşılık oranlarında artış yönüne gitti. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarının, tüm vade dilimlerinde geçerli olmak üzere, kıymetli maden depo hesapları için 700 baz puan, diğer tüm yabancı para yükümlülükleri için ise 200 baz puan, Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarının 6 aya kadar vadeli tüm mevduat/katılım fonu yükümlülükleri ve 1 yıla kadar vadeli diğer yükümlülükleri için 200 baz puan, 3 yıla kadar vadeli diğer yükümlülükleri için ise 150 baz puan artırılmasına karar verdi. Alınan bu kararlarla, piyasadan yaklaşık 17 milyar Türk Lirası ve 8,5 milyar ABD Doları karşılığı döviz ve altın cinsinden likiditenin çekilmesi beklenmektedir. Dolayısı ile Merkez Bankası faiz silahını çıkarmadan piyasadan para arzını kısarak likiditeyi azaltma hamlesi ile develüasyona müdahale etmeyi tercih etti. Ancak karar sonrası gün içerisinde döviz kurlarında artış görülmeye devam etti. Keza, piyasalar karardaki güvercin tutumu yeterli bulmadığı algısı yarattı.
Faiz trendi
Yılbaşından beri Türk Lirası’nın sepet kur karşısında % 25,49 oranında değer kaybetmesine müteakip develüasyonu yavaşlatma ve fiyat istikrarını koruma adına Türk Lirası faizlerinde artış sinyalleri başlamıştır. Bu itibarla, devlet tahvili faizleri % 8,9 seviyelerinden % 13,33’e yükselmiştir. Türkiye bankalarının bankalar arasında Türk Lirası’nda işlem gören (LİBOR) faizleri ise % 7,5’lerden % 9,75’lere yükselmiştir. Böylelikle, finansal piyasaların TL faizlerinin yönünü Merkez Bankası faiz kararına rağmen yukarı doğru çevirdiği gözlemlenmiştir. Buna ek olarak bankacılık sektöründe mevduat ve kredi faizleri de yükselme trendine girmiştir. Ağustos ayı ortalarında Türkiye bankaları ağırlıklı mevduat faiz oranları % 6,87’den % 8,10’a, kredi faiz oranları ise % 10,77’den % 13,03’e yükselmiştir. Dolayısı ile politika faizlerinde direkt olarak bir artış yaşanmasa da paranın fonlama maliyeti arttığından dolayı piyasa faizleri fonlama faizlerine paralel olarak dolaylı yoldan % 2,50 civarlarında artış kaydetmiştir. Söz konusu faiz oranları Türkiye’deki artışları takiben KKTC bankacılık sektöründe yakında fiyatlanmaya başlayacaktır. Keza, KKTC Merkez Bankası da 24.08.2020 tarihinden itibaren TL faizlerini % 5’den % 6,75’e çıkarma kararı almıştır.
Likiditede sıkılaştırma kredilerde, enflasyonda ve ekonomide yavaşlama etkisi yaratacak
Pandemi krizinin etkisiyle ekonomide yaşanan daralmanın önlenmesi amacı ile zorunlu karşılık oranları azaltılmış ve aktif rasyosunun çıkarılması ve düşük faizlerin neticesinde ekonomide Türk Lirası para arzı ve Türk Lirası cinsinden krediler artmıştır. Bu bağlamda, Türkiye bankacılık sektöründe 2019 yıl sonundan 2020 ilk yarısına kadar olan dönem zarfında TL krediler % 28,66, yabancı para cinsinden krediler ise % 12,95 artış kaydetmiştir. Türk Lirası’ndaki develüasyon oranlarını dikkate aldığımız zaman döviz kredilerinde zayıf talebin olduğu, kredi artış hızının Türk Lirası kredilerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın likiditede ve para arzında 21 Ağustos 2020 tarihinden itibaren uygulayacağı sıkılaştırma sonucunda krediler de yavaşlama başlayacaktır. Bu hamle ile enflasyon tarafında talep enflasyonunun azalmasını takriben ekonomide de yavaşlama gerçekleşeceği düşünülmektedir. Talep enflasyonunun azalması sonrasında Türk Lirası’ndaki fiyat istikrarının sağlanması maliyet enflasyonun da yavaşlaması açısından önemli rol oynamaktadır. Türk Lirası’ndaki develüasyon azalırsa faizler bu seviyelerde kalmaya devam edebilir. Aksi takdirde, faizler üzerinde tansiyon ve baskı devam edecektir...
Doğal gaz müjdeli haber ancak olumlu etkileri uzun vadeli
Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan 21 Ağustos 2020 tarihinde saat 15.00’te tüm ülkeye ve dünyaya müjdeli haberi vererek Karadeniz’de Türk Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde 320 milyar metreküp (M3) doğal gaz rezervi bulunduğunu açıkladı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verilerine göre; Türkiye yıllık bazda 45 milyar metre küp doğal gaz ithal ederek hanehalkının ve işyerlerinin kullanımına sunuyor. Bu çerçevede, bulunan rezerv miktarı Türkiye’nin gaz talebini 7 yıl karşılayacak düzeyde. Bulunan rezervin alt katmanlarında daha fazla doğal gazın var olduğu tahmin ediliyor. Rezervlerin denizden çıkartılıp, gerek teknik altyapı gerekse finansal yatırımların yapılması piyasaya sunulabilmesi aşamasına gelmek için hedef 2023 yılı olarak gösterildi. Yıllarca olan enerjiye dayalı bağımlılığı bitirmede, dövize dayalı bağımlılığı azaltmada, cari açığın kapanmasında ve dış borçların ödenmesi hususunda büyük bir adım olarak görebileceğimiz bu gelişmenin de ilerleyen dönemlerde hayırlara vesile olmasını temenni ederim.