banner564

Merak işte! “3D” zorlaması acaba ne işe yarayacak?

Dün, Cumhurbaşkanı Tatar’la Bakış Açısı için söyleşi yaptık. Anladığım kadarıyla bizimle söyleşiye başlamadan önce Tatar TAK Ajansı’na da bir demeç vermiş ve 3D formülünü kamuoyu ile paylaşmıştı ama Cem ve ben, bu formülü ilk kez bizim söyleşiyi yaparken duyduk. İlk duyduğumda Cumhurbaşkanı Tatar’ın çocukluk hatıralarımı süsleyen gongadan bahsettiğini zannettim. “Diridi” diye bir deyim vardı. Ne için kullandığımızı tam olarak hatırlamıyorum bile… Halen oyanlara telefon açıp soracak durumda da değildim tabii… Kulak kabartınca Tatar’ın “diridi” değil “tridi” dediğini anladım zaten. 3D yani!
Bugünden itibaren hayatımıza biraz daha gireceğini düşündüğüm bu ifade ile Cumhurbaşkanı, üç talebimizi dile getirdiğinden söz ediyordu: Doğrudan uçuş; doğrudan ticaret ve doğrudan temas… Bu tanımların İngilizce karşılıkları da “d” harfi ile başlıyor. İster Türkçe konuşun ister İngilizce, “tridi” 3D’dir sonuçta…
Cumhurbaşkanı, bu üç konuda kazanımlar elde etmemiz halinde müzakere masasına yeniden oturabileceğinden söz ediyor. Bu üç konuda kazanımlar elde etmek için değil; bu konularda kazanımlar elde ettikten sonra… 
Bunun nedenini sorduğumuzda iki nokta üzerinde durdu: Birincisi, bunlar bizim doğal haklarımızdır ve bunları elde etmek için müzakere etmeyi reddediyor. İkincisi, şimdiye kadar koşulsuz girilen müzakere süreçlerinden Türk tarafının zararlı çıktığını düşünüyor…
Müzakere süreçlerinden zararlı çıktığımız yaklaşımı fazla iddialı olsa bile bu süreçlerden kazanarak çıkmadığımız bir gerçektir… Anlaşılan odur ki Türk tarafı bu kez, yeni kazanımlar elde etmeden masaya oturmama gibi bir strateji benimsemiştir.
Bugüne kadar dillendirilen “egemen eşitliğimiz tanınmadan masaya oturmayız” söylemi, dünden itibaren “3D konusunda adım atılmadan masaya oturmayız” halini almıştır.  Nitekim Cumhurbaşkanı TAK Ajansı ile yaptığı söyleşide de “3D konusunda bir açılım yapabilseydi belki masaya oturulabilirdi” dedi. Benim anladığım, bu üç konuda bütün isteyebileceklerimizi kabul etmelerinden söz edilmiyor; bazı açılımlar yapılmasından bahsediliyor. Tatar, bu açılımların yapılmasını “egemen eşitliğin kabul edilmesi” şeklinde yorumlayacaklarını da ima ediyor zaten… 
3D uluslararası alanda nasıl bir yankı bulacak bilmiyorum. Hristodulidis’in buna yanaşmayacağını tahmin etmek zor değil ama diğer ilgililer, “tamam ama bu isteklerinizi müzakerelere başlama şartı olarak değil, müzakerelerin belirlenen süre sonunda sonuç vermemesi halinde karşılamayı düşünebiliriz” derlerse ne olacak? Böyle bir tutumla karşılaşırsa Türk tarafı müzakerelere başlamaya razı olacak mı?
Merak uyandıran bir diğer nokta ise Kıbrıs Türk muhalefetinin bunu nasıl yorumlayacağıdır. CTP sözcüleri de yeni müzakere sürecinin başlaması için bazı koşullar ileri sürüyordu zaten… 3D ile anlatılmak istenenleri makul bulacaklar mı acaba? Tatar, ilgili sorumuza karşılık bu konuyu muhalefet ile görüşmeye başlayacağını söylemekle yetindi ama bugün yorumlar kamuoyuna yansımaya başlar herhalde…
Dedik ya; artık hayatımızda “diridi” değil; “tridi” var… Tridi’nin Kıbrıs sorunu denen bu oyunda ne kadar yer tutacağını hep birlikte göreceğiz.


Tatar, müzakerelerin başlaması için 3D olarak tanımladığı koşullar ileri sürdü. 3D, kamuoyunu bir süre de olsa meşgul edeceğe benziyor. 
 

YORUM EKLE

banner471

banner473