Kıbrıs sorununun en kritik aşamasında KKTC siyasetinin nelerle uğraştığını gören herkes gelecekten kaygı duymakta haklıdır...
Küçük de olsa bir devlet sırtını sadece anasına dayayıp, güçlenemez...
Halkını da mutlu edemez...
Rumların geçmişte neler yaşadıklarını ve iç hesaplaşmaların nelere mal olduğunu herkesin anımsamasında fayda vardır...
Günlerdir; masayı bertaraf eden Rum tarafının meydanı boş bularak Türkiye ve KKTC aleyhinde propaganda savaşı başlattığından söz ediyoruz...
Atak bir politika izlenmesi için yetkilileri uyandırmaya çalışıyoruz...
Bundan sonraki süreçte, kuzeyde kalan Rum mülklerinin Türkleştirilmesi için Mal Tazmin Komisyonu’nun çalıştırılmasını öneriyoruz...
Fakat, ülke yönetiminde bulunanlar bunlarla uğraşmıyor...
Bu tür konular onların ilgi alanına girmiyor...
Onlar iç kısır çekişmeler ve 43 yıldır bitmek bilmeyen paylaşımlarla siyaset yapmaya devam ediyor...
Kader günleri
Tekrar etmekte fayda vardır...
Kıbrıs sorunu gerçekten hayati önem taşıyan bir süreçten geçiyor...
Böylesi bir süreçte KKTC siyasetine, hatta tüm kurum ve kuruluşlarına düşen görev; var olan özgürlüğü korumak ve sağlama almaktır...
Kıbrıslı Türkleri 1974 öncesine götürmeyecek önlemlerin alınması için canla başla çalışmaktır...
İç sorunların çözümü için adaletli bir çalışma ortamı yaratmak, ciddi plan ve projeler yapmaktır...
Ne var ki; bunların hiçbiri yapılmıyor...
Halkı umutsuzluğa sürükleyecek icraatlara devam ediliyor...
Gelinen noktada siyaseti yeniden şekillendirecek adımlara ihtiyaç vardır...
İster sağdan, ister soldan tüm milletvekilleri bir araya gelerek erken seçim dahil olmak üzere ortak bir konsensus üzerinde uzlaşmalı ve bunu ilan etmelidir...
Yeni bir seçim öncesinde halkın ‘demokratik seçenekleri’ genişletilmeli ve partisiz insanların önündeki engeller kaldırılmalıdır...
Bölgecilik sonlandırılmalı, tercih sistemi korunmalıdır...
Bu şekilde devam edemeyeceğimizi herkes anlamalı ve daha fazla zaman yitirmeden gerekli adımlar atılmalıdır...
Tüm siyasiler tarihi sorumluluklarını bilerek hareket etmelidir...
Halkın bunalımda olduğu da unutulmamalıdır...
