Arazi tartışması ülkeyi gerdi. Tepkiler, sorgulamalar doğru ve haklı bir zemindedir.
Fakat bunlara dönük son iki günde gelişen hükümet tepkisi ise ibretlik bir durum oluşturmaktadır.
Şimdi bir söylem yayıldı.
"Ne yani, babası veya oğlu Hükümette bakandır diye biri iş yapmayacak mı?"
Bak sen işe.
Evet, kimse kimseye iş yapmasın diyemez. Ama babası, kızı, annesi, oğlu eğer hükümette ise ve iş yapacağı alan veya zemin kamu kaynakları üzerinde ise, evet bu insanlar buna dayalı iş yapmamalıdır.
O zaman bu konuyu son örnek üzerinden ele almak gerekir.
Rahmetli Rauf Raif Denktaş adına açılacak olan üniversite ile ilgili olarak arazi tahsisi gündeme girdi.
Bu çok tartışma yarattı. Bu arazinin askeri alandan çıkartılması ile ilgili Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ın söylediği "O araziyi asker, Rauf Denktaş adı ile üniversite açılacağı için devretme kararı aldı.”
Yani başkası için değil. Demek ki isim çok önemli. Öyle ise yapılacak iş bundan ötürü çok titizlikle ele alınmalı. Örneğin Türkiye'de Atatürk'ün veya İsmet İnönü'nün yakınları kendi sahiplikleri veya ortaklıklarında böyle özel kurumlar kurdular mı?
Bunun için devletten kaynak veya arazi aldılar mı? Ben duymadım, okumadım.
Para kazanmak...
Çünkü kurulacak olan bu üniversite özel bir üniversite olacak ve bundan sahipleri veya ortakları da para kazanacak. Yani işin esasında para kazanmak var.
Bu konudaki savunma da zaten bunu işaret ediyor. Hangisi mi ?
O, "Babası veya oğlu Bakandır diye insan iş yapmayacak mı? " savunması. İşte bu savunma temel dürtünün para kazanmak olduğunu ortaya açıkça koymaktadır.
Bu yüzden yürütmedeki siyasilerin birinci derecede akrabalarının kamu kaynağı kullanılacak olan işlere babaları veya evlatları görevde iken girmemesi esastır.
Peki Serdar Denktaş'ın açıklamasında hareketle sorgulamayı derinleştirelim. Bir başkası, örneğin Dr. Fazıl Küçük, Osman Örek veya Nejat Konuk ismi ile üniversite açmak için adım atsa, asker bu araziyi devretmeyecek miydi?
Ya da Rauf Denktaş Üniversitesi açmak için bir başka girişimci kişi veya tüzel kimlik bu isimle bir üniversite açma başvuru yapsa ne olurdu?
Eğitim Bakanlığı buna izin verir miydi? Asker araziyi devreder miydi? Her halde konuyu önce devlete götürür, aile ile de görüşür ve bence ne izin, ne devir olmazdı.
Bunu aile ve Denktaş Vakıfı da tartışma konusu yapardı.
Hatırlayacaksınız. Daha evvel Rauf Denktaş'ı yaşatma adına bir dernek kurulmuştu. Bu derneğe dönük başta Serdar Denktaş olmak üzere Vakıf itirazlar yapmış ve hatta bunlara dönük suçlamalar da yapmıştı.
Örtü daha da yanlış...
Şimdi bunca tartışmadan sonra basında haberler çıktı. Bu haberlere göre bizzat Serdar Denktaş'ın bu işin etik olmadığını söylenmesinden sonra minareye etik kılıfı aranma çabası yoğunlaştı. Ne imiş?
Arazi ya Denktaş Vakıfına verilsin, ya da Devlet Üniversitesi olarak açılsın. Vay be.
Yani etik kılıfı aranırken şimdi de kırmadık değer bırakmıyorlar.
Nasıl olur da bu usulsüz ve etik dışı tavır, sırf Hükümet bozulmasın diye boyanmaya çalışılır? Üstelik de bu boya daha sürmeden dökülüyor.
Kimin ne hakkı var usulsüz işe kılıf hazırlayacak diye devletin kurumsal varlığını bu işe alet etsin?
Nasıl devlet üniversitesi olur? Devletin öyle bir politikası ve yatırım planı yok. Üstelik bu hükümetin programında ve hedefleri arasında da bu yok.
Ne Bütçe'de, ne Orta Vadeli Kalkınma Planında ne de bir başka yerde bir devlet üniversitesi kurmakla ilgili hiçbir hedef ve öngörü yok.
Şimdi işte sormak lazım. Kimin ne hakkı var şimdi de devletin mali kaynaklarının bu yanlışa kılıf dikmek için kullanmasına. Üstelik ne için?
Çatlayan bu verimsiz hükümetin 5-6 ay daha ömrünü devam ettirmek için.
Kamunun taşınır ve mali kaynaklarını böyle bir yanlış uygulamanın örtüsü olarak kullanmaya kimsenin hakkı yoktur.
Bu işe kılıf aramak için gündeme taşınan mazaret ve örtüler işlenen ayıptan daha da büyük olmaya başladı. Yani "Etik arama" kılıfı, tüm değerler kesilerek dikilemez.
Uzatmayın. Bu işi sona erdirin. İptal edin bu kararı.
Artık daha fazla dövünmeye de gerek yok. Erken seçim kaçınılmazdır. Bu işe tepki gösteren UBP - DP vekilleri de artık kararını vermeli. Hem ağlarım, hem giderim olmaz. Üstelik aranan kılıf ağlamalarınıza mendil dahi olamaz. Çünkü bu mendil virüslü, mikroplu... Bu yüzden artık kararınızı verin...