banner564

"Marmaragi, badana"

  Görüşme süreci sıkıntıya girdi. Girer girmez de hemen “Artık evimize bakalım” sözü en geçerli söylem oldu.
  Sanki bakmayalım diyen varmış gibi.
  O zaman evimize bakalım.
  -Döviz krizi evimizi ve evin ahalisini yakıyor. Buna çare aramalıyız.
  Bunu dediğiniz an, "Evimize bakalımcıların" sözü hazır.
  "Bir şey yapamayız."
  - Peki anladık. Hiç olmazsa faiz konusunu ele alalım! 
  "Deli misin nesin, Merkez Bankamızın yetkisi ve kapasitesi sınırlı olmaz." 
  - Kardeşim Türkiye, döviz krizi içinde piyasaları ve insanları rahatlatmak için bazı mal ve hizmetlerde Nisan ayına kadar KDV'leri düşürdü. Biz de TL kullanıyoruz, bunu yapalım. 
  "Olmaz kaynak yok."
  - Kardeşim, Türkiye ihracat reeskont kredileri için alınan döviz borçlanmalarında kur sabitlemesine gitti. Bizde ithalatta, gümrükte döviz üzerinden alınan vergilerde kur sabitlemesine gidelim."
  "Pee deli oldun ama devlet ne yapsın kaynak sıkıntılı."
  - Kardeşim gel o yeminli muhasibler yasasını elleyelim, vergi beyanlarının doğru dürüst olması için onları da sorumluluk altına alalım kontrolü artıralım."
  "Ne be ama servet düşmanısın bir şey.”
  - Kardeşim gel Kamu Reformunu, yurttaşlık yasasını bir an evvel yapalım.
  "Başka işin yok ama da bela alacan başına."
  - Üretkenliği artıralım. Her alanda katma değer artışını sağlayacak yerel üretkenliğini verimlilikle öne alalım.
  " Başka işin yok, üretip de ne yapacan. Al getir, sat. Birde üretip da ondan sonra nasıl ihracat yapacağız onu düşünelim. Bak ambargo da var.
  - Kardeşim eğitimi tam güne alalım. Ne bu ortalık etüt doldu. Özel dersler. Herkes lise mezunu, sonra üniversite mezunu, herkes sınıf geçer. Bu nasıl iş? Bunu düzenleyelim. Üniversitelere girmek sınavla olsun. Meslek eğitimine ağırlık verilsin. Yerel iş güçü artırılsın.
  "Be adama bak. Be şimdi Pakistanlılar, Bangladeşliler, Afrikalılar var, üç kuruşa işlerler da sen bunlarla uğraşın."
  - Nasıl be kadeşim bir süper marketin bile bir bina kapasitesi olması zorunlu iken dur otur, ne kampüs, ne doğru dürüst bir mekan bile olmadan üniversite kurulur, bu nasıl iş?
  " Vay be, ama sen devlet düşmanısın bir şey. Ada üniversiteler adası oldu. Her mahalleye, her köye bir üniversite açacağız. Kimisi kapıcı, kimisi bekçi olsun. Sen istihdam sorun var demen."
  - Be kardeşim öğrenci sayısı ile övünüyoruz. Güzel da bu üniversitelerde ne kadar bilimsel üretim yapılır, makale yayınlanır.
  "Vay bak gene başladın bozgunculuğa. Kes be sesini. Gaylesi seni buldu nitelikli eğitimin, gelsinler versinler parayı. Senda kap parayı ve kes sesini."
  - Hiç olmazsa gel 12 Eylül Anayasasını değiştirelim.
  "Ama deli oldun, gene başlasın geçici 10. Madde tartışması. Zaten evin sırmaları çürük. Da isten basasın o elektirik düğmesine da kontak yapsın ve yangın çıksın evimizde."
  -Ama bunları ele almazsak evimizi sağlam ve güçlü yapamayız ki.
  " Kes be sesini. Karıştırma . Bırak gelsin Türkiye'den biraz para, dağıtsınlar, idare edelim gitsin, ta bakalım ne olacak? "

Moplamak
 
  Kısacası evimizin damı akıtıyor. Kirişler çatlak, temelde kayma var. Ama "Evimize bakalımcılar" bu zor işlere akıl yormamızı da istemiyor.
  Ne istiyorlar?
  Dam akıtsa da, kiriş çatlamış, temel kaymış olsada, "Evimize bakalımcılar " istiyorki herkes eline süpürgeyi ve mopu alsın, ha bire marmaragileri moplasın. 3- 4 yılda bir da duvarları badana yapalım.  Başka işe bakmayalım.  
  "Evimize bakalımcılar" zor ve temel sorunlara değil, "akçalı" işlere bakalım diyorlar... Akçayı da az biraz Türkiye versin. 
  "Aha kendileri söyledi, yılda 300 milyon dolar verirler diye. Nedir be yılda 300 milyon dolar Türkiye için. Karıştırma gelsin para, idare edelim."Mantık da bu...”
  Çözüm, Kıbrıs sorunu, uğraşma bu işlerle, "Evimize bakalım." Al eline mopu, bakma akan dama, çatlayan kirişe, kayan temel, devamlı mopla, badanala…
YORUM EKLE

banner608

banner474