Müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine KKTC ilk adımı Maronitlerle attı...
Buna göre yaklaşık 4 bin Maronit’in, kuzeydeki köylerine dönmesi öngörülüyor...
Fakat birçoğunun evi kullanılamaz durumda...
Bunun için bir zamana ihtiyaç olacak...
Ayrıca bu açılımın detayları da verilmeli...
Bunca zaman sonra “İsteyen evine dönsün” diyerek kendimizi haklı bir konuma getiremeyiz...
Dönmek isteyenlerin evlerini kimin, ne şekilde ve hangi finansmanla tamir edeceğini açıklamalıyız...
Altyapı sorunlarını çözmeliyiz...
Bunları yapmadan “Hadi evinize dönün” diyerek çağrı yapmak, tatmin edici bir açılım olamaz...
Ayrıca; Alaniçi’nin 800 metrelik asbestli borularını değişemeyen bir hükümetin, Maronit köylerindeki altyapı sorunlarını giderebileceğini bizler dahi düşünemiyorsak, o insanlar buna nasıl inanacak?..
Dolayısıyla yerel yönetime güvenin sıfırlandığı bir ülkede atılacak her adımda nelerin yapılacağı anlatılırken, Türkiye’nin güvence vermesi kaçınılmazdır...
İkinci adım ne olacak?
KKTC’de sosyal medya ve bazı Rum gazeteleri, ikinci adım olarak Maraş’ın Türk yönetiminde açılacağından söz ediyor...
Hatta bu konuda 16 bin Rum göçmeninin geri dönüşünden bahsediliyor...
Maraş’ın açılması bu kadar kolay mı?..
Güvenlik Konseyi kararlarını bir kenara bırakalım...
Geri dönecek olanların harabeye dönmüş ev ve işyerlerini kim tamir edecek?..
Finansmanı kim sağlayacak?..
Bu konuları hangi makam koordine edecek?..
KKTC’nin bakanlıkları mı, Ankara mı?..
KKTC’nin bakanlıkları Akdeniz köyünün bin sekizyüz metrelik su borularını, parasını Türkiye verdiği halde bir yılda değiştiremedi...
O nedenle Maraş’ın altyapı sorunlarını çözebileceklerini iddia etmek gülünç olur...
Asla yapamazlar...
Gelecek kaynakları da istihdam maksatlı veya peşkeş amaçlı kullanırlar...
Meclis’teki yasa geçirilmeli
Bir başka önemli nokta ise Maraş’tan önce yapılması gerekenlerdir...
Öncelik Mal Tazmin Komisyonu’nun çalıştırılmasıdır...
Yıllardır bu komisyonun çalıştırılmasını düşünmediler...
Meclis’te bekleyen yasayı geçirmediler...
Sırf kendi yakınları üç-beş kuruş vergi vermesin diye bu kadar hayati bir meseleyi önemsemediler...
Şimdi ‘gösteriş amaçlı’ Maraş’ın açılacağını söylemek, asla ve katla dünyadan anlayış görmez...
Anlayış görebilmek için öncelikle Güzelyurt’ta ve diğer bölgelerdeki mülklerini satmak isteyen Rumların başvurularına çok hızlı bir şekilde karşılık verilmelidir...
Parasını ödeyerek mülkiyet hakkı şimdiki sakinlerin üzerine ‘yasal olarak’ geçirilmelidir...
Aylar sonra ise Maraş’ta mülkü olan ve satmayı düşünenlere çağrı yapılmalıdır...
Bir kısım insan satışı düşünüyorsa, Mal Tazmin Komisyonu hızlı bir şekilde işlemleri sonuçlandırmalıdır...
O zaman, satmak yerine Türk yönetiminde kente dönmek isteyenleri ‘cesaretlendirmiş’ oluruz...
Bunları yapmadan “Maraş’ı açıyoruz” demek ve Rumlara çağrı yapmak, kısa sürede boşalan bir balonu andırır...
Şimdi kahramanlık zamanı değil, aklı ve kaynakları kullanma zamanıdır...
