Siyasal alandaki hataların, yanlışların bir maliyeti olur. Bu maliyeti kimin ödeyeceği yada ödediği en az bunun kadar önemlidir.
Kuzey Kıbrıs’ta 2024’ün ilk 8 ayın sonucuna göre Bütçe, 4 milyar TL açık verdi. Halbuki 2023’ün ilk 8 aylık Bütçe uygulama sonuçlarına göre Bütçe, 800 milyonun biraz üzerinde fazlalık vermişti. Peki bu 2024’ te neden oluştu? Bunun iki nedeni var. Birincisi TL’nin değer kaybı sonuç olarak bizi Güneyde yaşayan insanlar ve yabancılar indinde onlara göre daha ucuz yapmıştı. Yani vatandaş, pahalılık altında ezilirken Kuzey, yabancılar indinde Mr Paund mağazası gibi olmuştu. Bu ticaret, hizmet, inşaat  sektörleri başta olmak üzere esnafa fayda sağlamıştı. Bu talep artışı aynı zamanda devlete de ciddi bir gelir artışı sağlamıştı. Ama hükümet ve bu akan dereden su dolduranlar, bu gelir artışını  iyi yönetemediler. Üstelik  bunun sonsuza kadar süreceği yanılgısına düştüler. Bu nedenle gözleri miyop oldu. Gözlerine taktıkları UBP Kurultay gözlüğü ise, bu miyop halin derecesini artırdı. Bu nedenle dolaylı verginin devletin gelirlerini oluşturan en önemli kalem olmasına karşın, bu enflasyonist ortamda, Kuzeyin EURO bazında Güneyden daha pahalı olmaya başladığının ayırdına varamadılar.   Ayni zamanda enflasyonist ortamın,  insanların geleceğe dönük “istikrarlı” öngörü ve güvence temelini de sarstığını ve bunun yaşamın her alanında ciddiyeti, ahlakı da erittiğini göremediler.. Sonuçta 2023’ten başlayarak, devletin dolaylı vergiden aldığı en önemli vergi türü olan KDV’de oluşan ciddi olumsuz dönüşümü göremediler. Çünkü İthalattan alınan KDV vergisi,  Dahilde alınan KDV’nin  çok üstüne doğru gerçekleştiği tespitini yapamadılar. Halbuki bu,  bir yanı ile ekonominin daha da fazla kayıt dışına çıktığının yada stokların arttığının göstergesi idi. O zaman bu ekonominin giderek durgunlaştığının ve aynı zamanda vergi düzeninde, muhasebe düzenlemesi ile işletmelerin Kurumlar Vergisi ile Direkt vergiden daha fazla kaçmak motivasyonlarının arttığının göstergesi idi. Ama Kurultay miyopluğu ile hareket edenler, bu gerçeğe karşın, o Kurultaya dönük dağıt babam dağıt politikasına daha fazla yöneldiler. Sonuçta maaşlar , EURO bazında artarken, insanların  alım gücü ise alabildiğine buna  ters gelişti. Başta gıda olmak üzere sonuçta Kuzey Kıbrıs her alanda, pahalıkta lider oldu. 
Üstelik bu Kurultay sürecinde, “ Türkiye, Ünal beyi destekliyor”  söylemleri eşliğinde olaylar yaşanırken, 2023’te Kamu Maliyesine Türkiye’nin verdiği 600 milyon TL destek; 1 Ocak ile 31 Ağustos arasındaki eş, 8 aylık dönemde 20 milyon TL olarak gerçekleşti. Şimdi başta elektrik olmak üzere her alana kezzaplı zam yağmuru düşmeye başladı. Hal bu iken Hükümetin üç ortağı, Ünal bey başkanlığında Ankara’ya Sayın Cevdet Yılmaz’la görüşmeye gittiler. Bu ziyareti Protokol görüşmesi diye açıklamalarından  sebep belli ediyor. ‘Bize yürüyün dediniz, yürümek için dağıttık, ama bunun maliyeti var, bu yüzden desteği artırarak verin’  deyip, maliyet desteği talep edecekler.
Ama bunun maliyeti ise, gerçekte Kuzeyin ekonomisine ve burada yaşayan tüm insanlara yüklenecek. Esas Maliyet ise; yaşam kalitemiz, demokratik kurumsallaşmamız ile geleceğimizin daha da darbelenmesi olacak.