banner564

Madem öyle, işte böyle

Artık neden, niçin ile nasıl sorularını sorarak, bunlar eşliğindeki sorgulamalar ile cevaplar aramanın derinliği ve enerjisine hasret kalıyoruz.
Örneğin iki taraf arasındaki geçiş kapıları ile ilgili son durum. Güney, Lokmacı hariç, diğer geçiş noktalarını açtığını ifade etti. Peki, Kuzey ne dedi? Derinya, Aplıç, Limnidi sınır kapılarını açmadığını açıkladı, şimdi iki tarafın açtıkları geçiş kapıları ile açmadıkları geçiş kapıları ile ilgili sebepleri nedir?
Neden açmadılar bazı kapıları? Kapatmalarının nedeni Corona idi. Peki bu kararla şunu mu anlayalım?
Güney açısından Lokmacı, “Coronavirüsünün“ Güneye geçme ihtimali yüksek olan bir genişliğe mi sahiptir? Aynı şekilde Derinya’yı, Aplıç ve Limnidi’yi açmayan UBP- HP hükümeti, bu geçit yerlerinin genişliği ve derinliğini ölçtü, biçti ve Corona’nın geçiş imkanına daha fazla müsait olduğu tespiti ile mi bu kararı aldı?
Bu soruların kuşkusuz akılcıl bir cevabı yok. Kara mizah dahi olamaz. Yani iki tarafın aldığı bu kararların, tutarlı bir izahı yoktur. Bu; iki taraftaki yönetim erkinde var olan ve bırakın ortak bir gelecek kurmak niyetini, en basitinden işbirliği yapmaya dahi düşman olan haleti ruhiyeyi yansıtır. Corona bunun daha net olarak gözükmesine yol açtı.  
Hele bizdeki açıklamaya bakın. “Bizim geçişlerle ilgili olarak koyduğumuz şartlar, Güneyin koyduğundan daha yumuşaktır.” Gerçekten de öyledir. Madem öyledir, neden siz Güney Lokmacı’yı açmam dediği için Derinya’yı, Aplıç’ı, Limnidi’yi de açmamaya karar verdiniz? Halbuki, ‘biz daha esnek geçiş şartları koyduk ve onlar Lokmacı’yı açmasalar dahi, biz o dahil tüm kapıları da açtık’ deseniz; bu hem Güneyin koyduğu absürt geçiş koşullarını ve Lokmacı’yı açmama yanlış tavrının içte ve dışta daha da görünür olmasını sağlar... Bu olmuyor. Neden?
Çünkü iç ve dış siyasette öfke, dar görüşlü popülizm ile hamaset, siyasi hareketin temeli kılındı. Madem öyle, işte böyle mantığı temel kılındı. Sen Lokmacı’yı açmadın ha, al sana Aplıç, Derinya Yeşilırmak!
Bu mantık, Doğu Akdeniz’deki karşılıklı tırmanan askeri ve siyasi gerginliğin de esas zeminidir. İki tarafın mantığı budur.
Yalnız bununla ilgili mi yaşadığımız bu kısırlıklar?  Alın ekonomik önlemler paketini. Büyük sağlık ve ekonomik kriz içinde, tek başına davranmanın; ortak bir toplumsal payda arayışını hepten göz ardı ederek geldiğimiz konak, çok berbat.  Bu nedenle krizden çıkmak için açıklanan ekonomik pakette bu mantık nedeni ile dertlere çare olamayacak. Çünkü insanlara borçlanmadan başka yol bırakmıyor.
Yani neden, niçin ve nasıl sorularına cevap aramayı bir yere bırakan. Bunları sormak ve akılı akıla ilave ederek çıkış yolunu el ve gönül ortaklığı ile ele almayan, bu ağır koşulları aşamaz. Özel uçak krizinde yaşananlar ve sonrasında siyasi rezalete dönen gelişmeler, toplumsal enerjiyi boşa harcamanın tipik örneğidir.
Evet, hamaset, öfke ve popülizm siyasi temeli bozuyor, toplumsal enerjiyi tüketiyor. Neden, niçin ve nasıl soruları ile sorgulama ve bunun üzerinden çıkış yollarını toplumsal akılla aramak yolundan asla uzaklaşmayalım.

YORUM EKLE

banner471

banner474