Demokratik hukuk devletinde yetkisiz vatandaşların, kişisel siyasi tercihleri doğrultusunda tüm ülke adına açıklama yapması, yabancı ülkeler ile kuruluşlardan taleplerde bulunması kabul edilemez.
 Ülkeyi ve halkı sadece seçimle işbaşına gelen devlet başkanı, hükümet ve onların görevlendirdiği kişiler temsil etme yetkisine sahiptir. Bunun dışında, hiçbir kişi, kuruluş kulağa hoş gelen sloganlarla ortaya çıkıp, halkı temsil ettiğini söyleyemez. Halk adına yabancı ülke ve kuruluşlarda açıklama yapma, sözlü ve yazılı taleplerde bulunma hakkına sahip değildir. Hele:
Rum’a şirin görünme yarışı içinde olan, devletimize ve anavatana karşı utanç verici kötüleme ve karalama kampanyası yürütenler;
Kıbrıs Türk halkına düşmanca davranan Batılı emperyalistlere hayran olan ve onları memnun edecek şekilde hareket edenler;
Çocuklarımızın öğrenim hakkına saldırarak, barış safsatası ile yeni neslimizin aidiyet duygusundan kopuk yetişmesine ve eğitimdeki başarı düzeyinin Şırnak’ın gerisine gitmesine sebep olanlar;
Rum Yönetimi’ni yasal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyan ve yöneticileri ile görüşüp işbirliği yapmakla övünenler; 
Ülkemizde gündemi gereksiz konularla meşgul edip, hedef şaşırtması yapan ve böylece sorunların çözümünü engelleyenler;
Gereksiz eylemler ile halkın huzurunu, çalışma barışını bozan, vatandaşın devlet hizmetlerinden yararlanmasını aksatan ve ülkedeki yaşamı alt üst edenler;
1963 olaylarında gece gündüz mevzilerde nöbet tutarak, Kıbrıs Türk halkının can, mal ve namusunu, Rum saldırılarına karşı fedakarca ve canı pahasına koruyanları, haksızca kötüleyen ve suçlayanlar;
Halkımızı Rum katliamından kurtaran, güven ve barış ortamında yaşamasını sağlayan Türk ordusuna dil uzatanlar;
Türk askerinin adadan ayrılması, halkımızın korumasız kalması ve böylece Rumların kolayca egemenliklerini kuzeye yaymaları için, amansız mücadele yürütenler;
Milliyetçiliği tehlikeli ve gericilik olarak gösteren ve gençleri Türk kimliği ile anavatanından koparıp Kıbrıslı adı altında kimliksizleştirmek ve Rum’a yamalamak amacında olanlar;
Ülkemize yatırım yapmak isteyenlere saldıran, aleyhlerinde karalama kampanyası yürüten ve böylece gençlere iş olanağı sağlanmasını engelleyenler;
Ülkenin kalkınması için hükümetlerin atmak istediği adımları, şiddetli tepki ve eylemlerle engelleyenler; 
Halka hizmet etmeden, istikrarlı ve tatminkâr kazanç elde eden ve buna rağmen devleti yıkma gayreti içinde olanlar;
Uluslararası toplantılara katılıp, Rum tezine arka çıkan ve ulusal davamızı baltalayanlar;
Utanç verici söylem, makale, tutum ve davranışları ile Kıbrıs Türk halkının olduğundan farklı görülmesine, anavatanı istemediği inancının yayılmasına ve imajına gölge düşürenler; 
Rum tarafının gasp ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti unvanı ve haksızca ele geçirdiği Avrupa Birliği üyeliği nedeniyle anlaşma niyetinde olmadığının bilinmesine karşın, son çözüm görüşmelerindeki tıkanıklıktan bile, Türk tarafını sorumlu gösterenler;
Avrupa Birliği’nin verdiği hibe programı nedeniyle iç işlerimize karışması ve ülkemizde temsilcilik açmasından şikayetçi olmayan, öte yandan da mali desteği ile devletimizin ayakta durmasını sağlayan, tüm altyapı tesislerimizi yapan, kalkınmamız için bize yol gösteren, anavatan yöneticilerine ve buradaki Türkiye Elçiliğine dil uzatanlar;
Rum siyasiler ile işbirliği yapan, tutum ve davranışları ile Rum tarafını umutlandıran ve makul bir anlaşmayı kabul etmemesine sebep olan ve böylece çözümü engelleyenler;
Eylem, açıklama, tutum ve davranışları ile Türk halkının uzun vadeli çıkarlarına zarar veren ve bu memleketi Rum’a yamalamak çabasında olanlar, Kıbrıs Türk halkı adına söz söyleme hakkına sahip değildir.
 Siyasi iktidarlar, böyle söylem ve eylemlere göz yummamalı. Hele devlette görev yapanların böyle eylem ve söylemlerine karşı yasal, işlem yapmalı.