Açıklamasında “Kalbinin sesine kulak ver” çağrısında bulunan Yrd. Doç. Dr. Çakır; “Çağımızın ortak sorunu haline gelmiş hareketsiz yaşam, kalp sağlığını olumsuz etkilemekte ve çeşitli sistemik hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Hareketsiz yaşamın, düzensiz ve sağlıksız beslenmeyle birleştiği noktada ise tehlike daha belirgin ve büyük olmaktadır” şeklinde konuştu.
Kalp damar hastalıklarının oluşumunda başlıca nedenlerin beslenmede saflaştırılmış (rafine) besinlerin ve doymuş yağların (katı yağlar, margarinler vb.) sık kullanımı, aşırı tuz tüketimi, diyet posası ve antioksidan öğelerin (sebze ve meyve tüketimi) yetersiz olmasıyla birlikte, hareketsiz yaşam biçimi ve sigara kullanımı olduğunu vurgulayan UKÜ Öğretim Üyesi Özge Çakır;
“Kalbimiz 7 gün 24 saat organlarımıza ve vücut parçalarımıza yaşam kaynağı taşıyan, dayanıklılığı yüksek bir organımızdır. Damar sistemiyle birlikte uyumla çalışması ve yeni gelişen durumlara uygun cevap verebilmesi günlük yaşam performansımızı olumlu biçimde etkiler. Düzenli fiziksel aktivite ve kişiye uygun egzersiz programlarının takibi sağlıklı bir kalp-damar sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır” dedi.
“Kişinin kendi nabız ve kilo takibini düzenli yapması erken teşhise olanak verir”
Özge Çakır egzersiz ya da fiziksel aktivite yaparken 220-yaş formülüne göre en yüksek kalp hızı seviyesinin belirlenmesi ve bu seviyenin %60’ı kadar nabız artışına imkan verecek aktivite tipleri ve aktive süreleri kullanılması gerektiğinin altını çizdi ve kişinin kendi nabız ve kilo takibini düzenli yapmasının erken teşhis ve takibe olanak vereceğini belirtti.
“Kalp ve Damar Hastalıkları ile mücadele etmenin önemini vurgulamak, kişileri bu hastalıklara karşı uyarmak, kalp sağlığını koruma konusunda bilinçlendirmek, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırabilmek ve kalp sağlığına dikkat çekmek amacıyla 29 Eylül Dünya Kalp Günü olarak kutlanmaktadır” diyen UKÜ Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özge Çakır günün anlamına uygun önerilerde bulundu; “Her gün 15 dakika tempolu yürüyün; Yürüme sırasında nabzınızı kontrol ederek belirlenen şiddete uygun yürüyüş hızı oluşturun; Gün içinde oturma ya da uzanma sürelerinizi denetim altında tutun; Tuzu kesin ve sebze ağırlıklı beslenin; Stresin olumsuz etkilerini farkında olacak biçimde hayat görüşünüzü değiştirin; Gün içinde aktif olmanın önemini unutmayın.”
Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2015, 09:49