banner564

Yasalar uymak ve uygulanmak içindir 

Demokratik hukuk devletinde yürürlükteki yasalara uymak ve yasaları uygulamak kimsenin tercihine ve keyfine bırakılmaz;
Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde yasları uygulamak yerine, vatandaşların kendi isteği ve keyfi ile yasalara uyması ise beklenmez;
Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde yasalara uyulmasının bilinçlendirme ile sağlanabileceği ileri sürülmez;
Yürürlükteki bazı yasalara uyulmasının sağlanması, bazılarının çiğnenmesine ses çıkarılmaması kabul edilemez;
             Bir kimsenin herhangi bir sıfata sahip olması veya herhangi bir STÖ’de yönetici olması, ona yasalara uymama ayrıcalığı kazandırmaz;
 Anayasamızın 8. maddesi eşitlik ilkesine göre, ‘ herkes Anayasa ve yasalar karşısında eşittir. Devletin hiçbir düzenlemesinde bu ilkeye aykırı davranılamayacağı ve vatandaşlar arasında ayrıcalık yapılmaması gerektiği belirtilmektedir.’ 
 Demokratik hukuk devletinde, yasalara uymayanlar kadar, çeşitli nedenlerle yasaları uygulamayan seçilmiş ve atanmış yetililer de suç işlemiş sayılır;
               Özellikle devletimizin varlığının ortadan kaldırılması amaçlı eylemler karşısında, hiçbir seçilmiş ve atanmış yetkililerin sessiz kalması, kabul edilemeyen büyük bir suç ve görev ihmalidir.
              Ceza yasamızın 36 ve 39.maddelerine göre ‘Her kim Devlet egemenliğini ortadan kaldırmak fiilini amaçlayan bir niyet doğrultusunda hazırlanmış yazı yayınlarsa, ağır suç işler ve müebbet hapis cezasını geçmeyen bir cezaya çarptırılır.
               Ceza Yasamızın 47.ve 48. maddeleri ise, devlete karşı nefret yaratmak ve Devleti aşağılamak, adaletin tecellisine karşı nefret yaratmak, itaatsizliğe yol açmak ve KKTC vatandaşları arasında huzursuzluk ve düşmanlık yaratmaya dönük ifade ve eylemler, ağır suç sayılır ve 5 yılı geçmeyen bir cezaya çarptırılır.
Anayasamızın 11.maddesine göre; ‘Kişi hak ve özgürlüklerinin, kamu güvenliği ve ulusal güvenliğini ihlal girişimlerini engelleyecek çerçevede yasalarla kısıtlanabileceği ifade edilmektedir.’
7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 9.Maddesine göre; devlette görev yapanlar, Anayasa ve yasalarımıza bağlı kalmak zorundadır. Bir kamu görevlisinin siyasi demeç ve faaliyetleri suç sayılır.
25/1985 sayılı Öğretmenler Yasasının 42.maddesi:  Öğretmenlere KKTC Anayasasına bağlı kalmak ve yasalarına uymak; 20 ve 27.maddeleri ise, öğretmelere ulusal değerlerin kökleşmesini sağlama yükümlülüğü verir. Ayni yasanın 83.Maddesi uyarınca,  yabancı bir ülkede görev üstlenecek öğretmenlerin Bakanlar Kurulundan izin alması gerekir.
              Bir devlet görevlisinin Rum-Yunan ulusal tez ve davasının adeta avukatlığını yapması, her konuda haklı göstermesi, öte yandan da haksızca ve dayanaksızca KKTC ile tek dayanağımız anavatanı kötüleyip suçlamasına, hiçbir seçilmiş ve atanmış yetkilinin ses çıkarmaması normal kabul edilemez, böyle davranışlar demokratlık safsatası ile geçiştirilemez.
 Görüldüğü gibi halen yürürlükteki yasalara göre, Devletimizin aşağılanması, ulusal davamızı itibarsızlaştırma kampanyaları, Rum-Yunan davasını benimsettirici propagandalar ağır suçtur. Demokratik hak olarak yutturulamaz.
Bu nedenle halen ülkemizde pervasızca yürütülmekte olan yıkıcı faaliyetler karşısında gereken yasal işlemler yapılmalıdır. 

YORUM EKLE

banner608

banner473