Türkiye; Trodos bölgesinde yaşanan yangın felaketi nedeniyle 2 helikopter ve bir uçağını hemen gönderebileceğini açıkladı...
Rum lideri Anastasiadis önce bu teklifi geri çevirdi...
Daha sonra uluslararası baskılardan olacak ‘şartlı evet” demek zorunda kaldı...
Şartlarını birlikte okuyalım:
1-Tek başına gelemez... Uluslararası yardım gücüne katılırsa gelebilir...
2-Uçaklar deniz suyunu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik alanından sağlayacak. Kuzeyden su alamaz...
3-.Türk uçakları önce Baf Havaalanı’na inerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini tanıyacak...
Görüyor musunuz olanları...
Kıbrıs Türk tarafında insanların büyük bir kısmı üzüntüsünü belirtip, yardıma koşmak isterken ve Türkiye büyük bir jest yaparken, onlar böylesi bir mesele karşısında dahi karşımıza ‘hakimiyetçi’ bir zihniyetle çıkabiliyorlar...
Bu kadarla da kalmıyorlar...
Kıbrıslı Türklerin yardım tekliflerine hakaretle, küfürlerle karşılık veriyorlar...
Mehmet Ekin Vaiz’in Türkçe ve Rumca dillerinde hazırladığı kısa süreli bir videonun, aralarında Rumların da bulunduğu binlerce kişiye dağıtılması sonrasında herkesi şok eden yorumlarla karşılaşıldı...
Çok sayıda Kıbrıslı Rum; Kıbrıslı Türklerin ‘ortak vatanımız’ demesinden rahatsızlık duyduğunu, böyle bir şeyin olmadığını ifade etti...
Ne demek ortak vatan?..
Hepiniz gideceksiniz...
Burası helenlerin vatanı...
Unutmadık...Unutmayacağız...
Sizi asla eşit kabul etmeyeceğiz...
Yardımınız size kalsın o..... çocukları...
Gidin kendi ülkenizde yaşayın bu ülke bize aittir...
Ortak Kıbrıs yoktur... Sizin yardımınıza da ihtiyacımız yoktur...
Sakın gelmeyin, hepinizi yakarız...
Sizlere sadece ölüm lanet piçler...
İçlerinden geçeni kustular
Doğuştan itibaren Türk düşmanlığıyla beslenen, sadece tarih derslerinde değil, matematik derslerinde dahi Türk düşmanlığı üzerine eğitim gören Rumların, bizlerle ‘ortaklık’ kuracağını ve iyi ilişki içinde olacaklarını düşünmek zaten hayalperestlikten öte bir şey değildir...
Yine de bizler “Belki değişirler” umuduyla onlara sürekli zeytin dalı uzattık...
Bundan 12 yıl önce Annan Planı referandumunda yüzde 65’in üzerinde “evet” oyu ile yeni Kıbrıs’ta bir sayfa açılmasına destek verdik...
Onlar ezici bir çoğunlukla “hayır” dediler...
Bugün yaşananlara bakınca, hayır diyerek bizlere büyük bir iyilik yaptıklarını görebiliyoruz...
İşte o nedenle tatil bolluğunun yaşandığı bu ülkede, referandum günü olan 24 Nisan’ı da tatil etmeliyiz...
Herkes “uçurumdan dönüşü’ bayram yaparak kutlasın...
İşin şakası yok...
Karşımızdaki tehlike büyüktür...
Geçici bir süre oynanan oyunun sahteliğini anlamak için kafamıza topuzla vurmalarını mı bekleyeceğiz?..
Hele son seçimlerde terör örgütü ELAM’ın 13 bin oy alarak meclise girmesi karşısında silkinip kendimize gelmekten başka çaremiz yoktur...
Kendi geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atabilecek bir çılgınlık yapamayız...
Büyük bir yangın felaketi karşısında dahi, yardım teklifimize küfürle karşılık veriyorlarsa uyanmak zorundayız...
Bir ince ayrıntıyı daha gözden kaçırmayalım...
Anastasiadis ve ekibi Trodos’taki orman yangınlarıyla ilgilenirken, Rum Dışişleri Yuannis Kasulidis, Atina’ya giderek Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas ile görüştü...
Kocas’ın kendi kafasına göre Kıbrıs’ın ‘Güvenlik ve Garanti’ sorunuyla ilgili olarak hazırladığı br belgeyi, Rum meslektaşına verdiği açıklandı...
Böylesi bir ortamda dahi, Türkiye’yi ve bizleri dışlayarak ‘Güvenlik Planı’ üzerinde görüşme yaptıklarını bu şekilde öğrenmiş olduk...
Tek amaçları Türkiye’yi buradan uzaklaştırmak ve ondan sonra gerekeni yapmaktır...
Halbuki sadece bizim değil Rumların da Türkiye’nin garantörlüğüne ihtiyacı vardır...
Olası bir çözümden sonra doğal gazın en güçlü koruyucusu ancak Türkiye olabilir...
Hem yakınlığıyla, hem de askeri gücüyle buna hazırdır...
Hiç kimse, bunun tersini düşünmesin ve hayal peşinde koşmasın...
Türkiye’siz bir Kıbrıs olamaz...
Bizimle ‘ortak vatan’ kurmak istemiyorlarsa, noktayı koyar yolumuza devam ederiz...
