Kıbrıs’ın kuzeyi ‘seçimler konusunda’ dünya şampiyonudur…

   Ve bu şampiyonluğu hiçbir ülkeye kaptırma niyeti yoktur…

   Bu yıl içinde önce koalisyonun küçük ortağı YDP’nin kurultayı yapıldı…

   Partinin sadece 2 milletvekili vardır…

   İkisi de genel başkanlığa aday oldu…

   Uzun süre devam eden propaganda çalışmaları sonrasında şimdiki başkan seçimi yeniden kazandı…

   İktidarın büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi’nde ise kurultay çalışmaları Mayıs ayında başlatıldı…

   Tam 4 ay süreyle adaylar ülkeyi birkaç kez dolaştı…

   “O köy senin, bu köy benim” diyerek partili üyelerden destek istendi…

  Nihayet dün sandık başına gidildi…

   Toplamda 21 bin üyesi bulunan UBP’nin kurultayı nedeniyle ülke resmen kilitlenmiş oldu…

   Olmasın mı?..

   Elbette olmalı…

   Ambargolar altında inleyen bir ülkeyi dünyaya tanıtmak için fırsatları değerlendirmek lazım…

   Para yoksa, elektrikler ve yollar yetersiz kalmışsa, pahalılık ve yüksek enflasyon yüzünden ülke kan kaybediyorsa, ülkeyi tanıtabilmek için başka seçenekler gündeme gelmelidir…

   İşte seçimler tam da bunun için büyük bir fırsattır…

  UBP kurultayı bittikten sonra hükümet çalışmaları gündeme gelecek…

  Yıl sonuna kadar bu şekilde ilerledikten sonra 2025’te Cumhurbaşkanlığı seçimi için propaganda süreci başlayacak…

   Bunu 2026’da yerel seçimler, 2027’de genel seçimler izleyecek…

   İşte size her yıl bir farklı seçim…

   Her seçimde daha çok bütçe açığı, daha çok partizanlık, daha çok istihdam ve daha çok ülke sorunu…

   UBP kurultayında yaşananları dikkate alarak, tüm siyasi partilerin artık ‘mevcut sistemi’ değiştirmek için adım atması kaçınılmazdır…

   Başkanlık sistemine geçişi ‘öcü’ olarak gösterenlerin etkisiyle, parlamenter sistemden vazgeçmiyorlar…

   Öyleyse milletvekillerine ‘bakan olma’ yolunu kapatsınlar…

   Siyasi partilerde yaşanan ve ülkeye çok şey kaybettiren bugünkü sistem sürdürülebilir değildir…

   Milletvekili olan herkesin bakanlık için yarıştığı böylesi bir düzenin benzeri yoktur…

   Kıbrıs’ın güneyinde seçimler 5 yılda bir gündeme geliyor ve Başkanlık sistemi başarıyla sürdürülüyor…

   Güneydeki başkanlık sistemini hiç kimse diktatörlük olarak değerlendiremez…

   Başsavcı’nın, Cumhurbaşkanı’nı sorgulama, gerek görülürse dokunulmazlığını kaldırma yetkisi vardır…

   Güneydeki uygulamayı görmezden gelerek, kuzeyde mevcut sistemi devam ettirmek; milletvekillerinin bakanlık rüyasının bir sonucudur…

   Ama artık bu rüyadan vazgeçilmelidir…

   Değişimden kaçmak yerine, değişimi başarmak zorundayız…

   İyi pazarlar…