Suriye’de yaşananları öngörebilirdik ama 48 saate sığacaklarını öngörmek neredeyse imkansızdı. Esat gitti; küresel ve bölgesel güçler yeni mevziler elde etmeye çalışıyorlar.
Sadece Suriye’de değil KKTC iç siyasetinde de kartların yeniden dağılacağı görülüyor. Bugün başlayacak olan bütçe görüşmeleri tamamlanana kadar bir değişiklik beklenmese bile 2025’in ilk günleri, hükümetin UBP kanadında ciddi değişikliklere gebedir. Önce kurultay, ardından Meclis Başkanlık seçiminde yaşanan kriz bu değişiklikleri zorunlu hale getirdi zaten: Herkes duruşunun bedelini ödeyecek veya karşılığını alacak.
Başbakan Ünal Üstel, kurultaydan oldukça güçlenerek çıkmıştı. Bunu “siyasi bir sorun” olarak algılayan UBP’liler el birliği yaparak Üstel’in gücünü törpülemeye çalıştılar. “Kurultay kazanmak yetmez; gel de bizi idare et!” demeye getirdiler. Sonuçta Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı devreye girdi, kriz çözüldü. Ama yetmedi! Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Üstel’i kabul ederek daha da güçlenmesine neden oldu.
Üstel’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptığı görüşmelerden sonra verilen mesajların iki ana unsuru vardı: 2025’te seçim olmayacak ve bugüne kadar konuşulmuş olan projelerin hayata geçirilmesine çalışılacak.
Suriye’deki gelişmeler, Erdoğan’ın ve Türkiye’nin gücü kadar sorumluluğunu da artırdı. Türkiye ile birlikte hareket eden güçleri ve askerlerini memnun etmek gerekecek. Trump bile dışarda asker bulundurmak istemiyor; bunun önemli harcamalara neden olması gerekir. Bu ortamda projeler için gerekli kaynak sağlanabilecek mi emin değilim ama 2025’te seçim olmayacağından emin olabiliriz.
Seçim olmaması için UBP’de yeni bir hareketlenmeye ve hükümette toparlanmaya ihtiyaç var. Akla ilk gelen, UBP’li bakanların değiştirilmesi olsa bile Ünal Üstel koalisyon ortaklarından kurtulmayı bile düşünebilir. Meclis’teki üç bağımsız milletvekilinin desteğini almak UBP’nin tek başına hükümet kurması için yeterli olacak. Böylece seçime daha güçlü bir UBP ile girebileceğinin hesaplarını yapıyor.
Hasan Tosunoğlu, istifa etmezden önce de Üstel ile hareket etmeye başlamıştı zaten. Ayşegül Baybars’ın da bu oluşuma yatkın olduğu haberleri geliyor. Jale Refik Rogers henüz hazır değil ama önümüzdeki hafta sonuna doğru daha net konuşmak mümkün olabilecektir.
Bu destekler alınabilirse UBP içinde de esaslı değişiklikler yaşanacak. Üstel’in bir “veliaht” seçmesi ve kamuoyunu yönetmeyi büyük ölçüde ona bırakması bile düşünülüyor. Bu aşamada Sunat Atun’un üzerinde duruluyor. Atun, hem kurultay sürecinde, hem de Meclis başkanlık seçimi krizinde önemli roller üstlendi. Kabine değişikliği ile birlikte Maliye Bakanlığı’nı devralmasına ise kesin gözüyle bakılıyor. Bir zamanlar olduğu gibi Ekonomi ile Maliye’nin birleştirilerek Atun’a devredilmesi bile mümkündür. “Tek başına UBP hükümeti” arayışının bir nedeni de zaten budur.
Üstel, Türkiye’nin de desteğini alarak, UBP’yi hem seçime hem de geleceğe hazırlamaya soyunmuş görünüyor.
Suriye’deki gelişmeleri izlerken KKTC’yi dikkatten kaçırmamak gerekiyor!
Üstel Ankara’dan güçlenerek döndü; UBP’deki taşları yerinden oynatacak! Bazı isimler sahneden uzaklaştırılacak; kendine bir “veliaht” bile seçebilir!
