Başbakan Ahmet Davutoğlu, 19 Mayıs Üniversitesinin yeni akademik yılı açılış töreninde verdiği "Yeni Türkiye Vizyonu ve Üniversiteler" konulu derste her medeniyetin kendi öznesini ürettiğini belirtti. Yunan medeniyetindeki filozoflardan örnekler veren Başbakan Davutoğlu, Roma medeniyetinde ise belli bir dönem filozofların yerini hukukçuların aldığını söyledi.
Bunun nedenini yerleşik paradigmatik siyasi düzeni devam ettirebilmek için daha çok hukuk esaslı yapıya ihtiyaç olunması ifadeleriyle açıklayan Davutoğlu, "İslam medeniyeti diye bir medeniyet olgusundan bugün de bahsediyorsak bunun arka planındaki başarı hızla yayılan askeri başarı değildir. Alim prototibiyle yeni bir zihni önder tipinin çıkmasıdır. Bağdat'ın Darülhikme ile altın çağını yaşamasının arkasındaki budur. İçselleştirici bir şekilde bütün bu şeyi harmanlayabilme kudretidir" diye konuştu. Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bugün İslam dünyasına bakıp da sadece IŞİD'i görenler 9'uncu, 10'uncu yüzyıl Bağdat tarihini okusunlar, hemen hemen herşeyin, her kültürün aktığı Bağdat tarihini. Yine aynı şekilde engizisyon mahkemeleri ve onun öncesi dogmatik ortaçağ kültürü sürürken Kurtuva'da İbni Rüşt vardı ve Avrupa'da İbni Rüştçüler, İbni Rüşt'ten gelip, ders alıp Avrupa'ya bilim ve felsefe aktaranlar. İslam denildiğinde bugün IŞİD'i görenlerin bence ortak özelliği cahillikleridir. IŞİD'in de bugün geldiği barbarlık, kendi cehaletinin ürünüdür. İslam ve İslam toplumlarının oluşturduğu medeniyet, IŞİD'le anılamaz, IŞİD de İslam'la anılamaz. Bu zihniyet İslam'la anılamaz."
Bölgede yaşananlar
Devlet yapılarının değiştiğini, Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde ciddi sarsıntıların yaşandığını bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Suriye, Irak'ta yaşananları sadece her gün gelen mülteci sayısıyla bakıp da ne tedbir alacağız diye değerlendirmiyorum. Onu yapmak benim devlet adamı olarak görevim. Ama aynı zamanda bu sosyolojik değişim nereye gidiyor diye anlamaya çalışıyorum. Bunun için geçmişte yaptığımız uyarılar, 'Aman etnik ve mezhebi temelli yapılar yer etmesin' diye Irak ve Suriyeli liderlere neredeyse yalvarırcasına yaptığımız uyarıların karşılığını görememiş olmaktan ne kadar muzdarip olduğumu anlamanızı isterim. 2011'de daha Suriye'de çatışmalar bu kadar yayılmamışken, Beşşar Esad'a 7 saat, bir ramazan günü hiçbir şey yemeden tam 7 saat bunu anlatmaya çalışmıştım. 'Ne olur ordunuzla ki siz seviliyorsunuz, size de destek vereceğiz, ordunuzla halkı karşı karşıya getirmeyin. Ordunuzun yapısını siz biliyorsunuz. Bu coğrafyada ordu ve halk karşı karşıya gelir ve ulusal ordu kavramı bir kere yıkılırsa etnik ve mezhebi çatışma diye' keşke o konuşma hani mahremiyet olmamış olsaydı, kayda alınsaydı da bugün bütün dünya televizyonlarında dinlenseydi. Mezhepler tarihi veya bir siyasi tarih şeyi vermeye çalıştım oturup saatlerce. Üniversitelerimizin bu tehlikeyi görmesi lazım. Yeni Türkiye ve küresel özlü olmaya doğru giderken etrafımızdaki topluluklar parçalanıyor. Irak'ta, Suriye'de, Ukrayna'da yaşananların çok yakından takip etmemiz lazım."
Güncelleme Tarihi: 29 Eylül 2014, 09:18