2023 yılını yavaş yavaş tarihin tozlu sayfalarına kaldırıyoruz. Öyle bir yıl oldu ki Türkiye’miz ve Kuzey Kıbrıs için bir çok acıların, kayıplarının yaşandığı, trajik bir yıl olduğunu söylemek çok da zor değil.
Siyasi ve ekonomik açılımlar artık daha agresif ve sonuç odaklı bir platforma doğru Türk ve Yunan ilişkilerinde şekillenmeye başlanıyor.
Öyle anlaşılıyor ki Ege ve Akdeniz’deki zorluklar ve anlaşmazlıkların yerine “ daha etkin bir “win win Siyaseti ile şekillenmeye başlayacak.
Özetle emperyalist güçlerin pompaladığı iktidar ve güç savaşları zehirlenmesi; yanı başımızda olan Gaze Savaşı ile birlikte gerçeklerin de gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Türk ve Yunan siyasiler gibi Akdeniz’in ve Egenin barış merkezleri olması noktasında her iki tarafa da büyük bir kazanç sağlayacağını da idrak etmiş oldu.
İster beğenin, ister beğenmeyin, bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan uluslararası bir liderdir. Büyük bir siyasi gücü vardır. Bunu özellikle tüm dünyaya ispat ettiği siyasi duruşu ile Rusya Ukrayna Savaşında kriz nasıl yönetilir anlamında büyük bir ders vermiştir.
Ayrıca bugün neredeyse tüm dünyanın artık bitsin ve masum çocuklar ölmesin felsefesinde ve duruşunda dünya üzerinde Türkiye’nin fevkalade büyük bir rolü vardır. Gün geçtikçe savaşın masum çocukları öldürdüğü bu savaştan en fazla etkilenen daha hayal kurmayı bile beceremeyen çocukların olduğu kafalarına bomba yağan çocukların aslında en masum varlıklar olduğu gün gibi ortaya çıkarmıştır. Vicdanlı ve insanlığı son derece etkilemiştir.
Hal böyle iken; anlaşılmıştır ki siyasi güç zehirlenmesi ve sonucunda ortaya çıkan faşizan yaklaşımlar artık dünyada kabul görmekten uzaktır.
Türk Yunan krizinin kime faydası var?
Bir kere yazıyı daha fazla ilerletmeden şunu tesis etmekte fayda var.
Hiçbir şekilde Yunanistan Türkiye’ye ne askeri ne de siyasi bir tehdit oluşturabilir. Türkiye’nin özellikle son on yılda savunma sanayinde yaptığı ve bu anlamda şampiyonlar ligine yükselmesini kimsesi inkar edemez. Türkiye artık orta Doğu’da değil dünyada çok büyük bir güç . Ekonomik sıkıntılar olabilir ancak bu sıkıntılar neredeyse tüm ülkelerin hepsinde var .
Ayrıca böylesi bir ortamda Yunan başbakanı Miçotakis’in gösterdiği akılcı yaklaşım neticesinde Türklerden düşman yerine dost ve iyi komşu ilişkileri kurulmasının kendi halkına daha fazla ekonomik ve siyasi kazanım sağlayacağını anlamış durumda. Buna en büyük örnek turizm amaçlı yapılacak olan yunan adalarına vizesiz gitme açılımı bile bunun en güzel yansımasıdır. Kıbrıs Türkü’nün inanın ekonomik anlamda zararına olacak olan bu açılım adaların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının daha ucuz ve ekonomik olması sebebiyle özellikle 2024 yazında ve sonrasında Kuzey Kıbrıs için bir olumsuzluk yaratmaktadır. Ancak bunun siyasetin Açılımı’nı doğru okumakta fayda var.
Böylesi güven artırıcı adımlar daha fazla sıcak ilişkilerin kurulmasına sebebiyet verecek.
2024 yılı büyük siyasi açılımların ve bu anlamda yıllardır beklenen barış sürecinin fitilini ateşleyecek gibi gözüküyor.
Artık hem Türk hem Yunan yetkililer adada gerçek bir barışın tesis edilmesinin uğraşında olacaklar gibi gözüküyor.
Bekleyelim görelim. Halkımızın %90’ı bugünkü siyasi ve ekonomik konjonktürün kesinlikle devam etmeyeceğini biliyor ve ona göre söylemler geliştiriyor.
Barış gerçekten de adamızda özellikle genç nüfusumuzun göç etmesini engelleyecek onlara güven ortamı yaratacak yegane unsurdur. Bunun dışında mevcut defakto rejimin devamı hepimizi bilinmeyen bir ortama doğru sürükleyecektir. Kıbrıs Türkü’nün haklı çıkarlarına hizmet edecek uluslararası bir anlaşma sadece bizleri değil Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a büyük bir rahatlama ve istikrar getirecektir.
Her yönüyle faydalı bir yazı olmuş