Mayıs başı Ankara’da yaşanan siyasal gelişmeler medyaya yansımaya başlarken 5 Mayıs 2016 tarihinde Türkiye Başbakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun istifa kararı yayınlandı. İstifa kararıyla birlikte Ak Parti 22 Mayıs’ta kongreye giderek yeni parti başkanı ve haliyle yeni başbakanı seçme kararı aldı. 6 Mayıs 2016 tarihinde dış politikada da bazı olumsuz gelişmeler yaşandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu'nun 'Vize serbestisi için Türkiye'nin terörle mücadele yasasını AB'ye uyumlu hale getirmesi gerek' açıklamasına “Biz yolumuza gidiyoruz sen yoluna git kiminle anlaşabiliyorsan anlaş" sözleriyle tepkisini ortaya koyarak AB’ye rest çekti. Rusya ile yaşanan kriz, doğu olayları ise hala devam etmekte. Böylelikle artan iç ve dış politik gerilimler piyasalarda olumsuz etki yarattı ve akabinde Türk lirası ve Türk varlıkları hızla değer kaybetmeye başladı. Aşağıdaki tablolardan görüleceği üzere sektörde kullanılan üç temel döviz kuru çerçevesinde cari finansal yıl başından itibaren İngiliz sterlini ve Amerikan doları karşısında değer kazanma trendine giren Türk lirası 5 Mayıs 2016 tarihinde Türkiye Başbakanı’nın istifası neticesinde artan politik riske müteakip olarak sene başından itibaren elde ettiği kazançları kaybetti. Buna ek olarak 19 Nisan 2016 tarihinde 86.694 puandan işlem gören borsa endeksi bir aylık zaman zarfında ise % 10,86 oranında bir değer kaybı yaşadı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 13 Mayıs haftasında net 174,3 milyon dolarlık hisse senedi ve 2,6 milyon dolarlık Özel Sektör Tahvil ve Bonosu (ÖST) sattı, 268,3 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) aldı ve riski minimize ederek güvenli limana geçiş yaptılar.
BBC verilerine göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik, partinin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası yeni genel başkan adaylarının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım olduğunu açıkladı. Haliyle finansal piyasalarda uzman ve yatırımcı gözleri kongreye çevrildi. Aynı hafta içerisinde önemli diğer bir karar ise Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz politikasını açıklaması olacaktır. Türkiye Merkez Bankası gecelik borç verme faiz oranını 25.02.2016 ve 25.03.2016 tarihlerinde azaltma yönüne gitmiştir. Akabinde üçüncü kez 21.04.2016 tarihinde 50 baz puan daha indirime giderek borç verme faizini % 10.00 orana çekmiş ve faiz koridorunu daraltmıştır. 24 Mayıs 2016 tarihinde Para Politikası kurulu yeni kararını yayınlayacaktır. Bu itibarla piyasalarla ilgili uzman görüşlerinde faiz koridorunun üst bandı olan borç faizi oranlarında yeni indirim beklentileri bulunmaktadır. Yıllık enflasyon nisan ayında yüzde 6,57'ye gerileyerek, Mayıs 2013'ten bu yana gördüğü en düşük seviyeye indi. Kurul faiz indirimlerini enflasyona göre şekillendireceğini açıkladığından dolayı enflasyonun azalmasını faiz indirim karar sürecinde bir gösterge olarak kullanabilir. Ancak siyasi gelişmelerin para piyasalarında yarattığı olumsuz etki sonrası yükselen kurlar yeniden enflasyon üzerinde bir baskı unsuru oluşturacaktır.
Diğer yandan ABD Merkez Bankası (FED) yetkilileri haziran ayında bir faiz artırımı yaşanmasının makul olacağı yönünde açıklamalar yapmaktadır. Bu çerçevede haziran ayı ortasında yapılacak olan FED Açık Piyasa Komitesi faiz artırımı yönüne gitmesi Türk lirası ve diğer gelişen para birimleri üzerinde baskı yaratacaktır. Diğer yandan İngiltere’nin AB’de kalma veya ayrılma (Brexit) referandumuda haziran ortasında yapılacaktır. Türkiye Merkez Bankası USD/TL kur beklentisi 3,11 TL iken, bazı yabancı büyük ölçekli bankalardan doların kısa vadede 3’ün üzerine çıkarak yılsonuna doğru 3.15 - 3.25 bandı arasında seyredeceğini savunuyorlar.
Kısacası iç ve dış dengeler gözetildiğinde dövizde yılsonuna kadar ralli yaşanması son derece muhtemel gibi gözükmekte. Herkese sağlıklı kazançlar dilerim.