banner564

Turizmden, düğüne ve Dr. Akansoy, Zaroğlu 

Turizm örgütleri açıklanan 5+5 önerisine eleştiri getirdiler. Söz konusu açıklamada aynı zamanda Turizm Bakanı Sayın Fikri Ataoğlu’na dönük olarak saygılı bir de tanımlama vardı. Gerçekten Sayın Ataoğlu turizmin açılımı için gayret gösterdi. Ama atasözümüz var. “Bir kırlangıç ile bahar gelmez.”
Bu arada Güney Kıbrıs’ta turizm gelirlerinin % 90 azaldığı haberlerini okuduk. Bu nedenle açılıma risk alarak girdiklerini de biliyoruz. Ancak onca çabaya karşın Covid-19 vakaları arttı. Bunun üzerine Güney Kıbrıs kırmızı ülke statüsüne girdi. Kırmızı liste; çabaya ve alınan riske karşın bu yıl turizmden istenilen sonucu alamayacakları anlamına gelir. Bunun ise ekonomilerine vereceği zarar çoktur.
Peki bunlardan ne sonuçlar çıkaracağız? Açılımı, aşılanmayı iyice yaparak gerçekleştirseniz dahi, eğer halkı, insanları o üç sihirli olguya; yani maske, mesafe ve hijyen konusunu içselleştirmiş bir halkla birlikte ele almazsanız, bu bela yine gelir ve bulur.
Peki bunu ele alabilecek bir hükümet ve devlet yönetimi bizde var mı? Maalesef hükümet çoktan bu güven konusunu yaktı. Dolayısı ile Turizm örgütleri Turizm Bakanı Sayın Ataoğlu’nu ne kadar övse de eğer buna dönük, tüm yaşam alanlarında, bir koordinasyon ve ortak politika yoksa sonuç almak kolay değil. Yani tek bir kırlangıçla bahar gelmez. Üstelik bu politikaya muhalefetin, sivil toplumun ve halkın bilinçli katılımı olmazsa sonuç almak daha da zorlaşır.
Ciddi bir noktada olduğumuz bu aşamada, Pandemi ile mücadelede en önde mücadele eden ekipten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Akansoy bir açıklama yaptı. Sayın Akansoy, Covid-19; yok güneyden, yok dıştan gelir diye mazeret aramayalım. Bu virüs içimizde ve yereldir ifadesini kullandı. Bunun için maske, mesafe ve hijyeni öne almamız gerekir. Fakat düğünler, sosyal toplantılar moral bozuyor ve işi bir felakete döndürme potansiyeli taşıyor dedi. 
Peki biz üniversitelerin, okulların yüz yüze eğitime girmesini istemiyor muyuz? Turizmin tam kapasite açılmasını istemiyor muyuz? Kapalı olduğumuz dönemde düğünlerin iptali ile hem mutluluk anı sekteye uğradı. Hem de bu alanda salonlardan, müzisyenlere, çiçekçilere, pastacılara, konfeksiyondan, fotoğrafçılara ve buralara hizmet götüren bir hayli sektör ciddi zarar gördü. Ama şimdi, rahatlamanın bir yerimize batması gibi; o üç kurala uymaz ve bunlara uymayı içselleştirmezsek bilin ki binmeye çalıştığımız dalı, daha binmeden kendi ellerimizle keseceğiz.
 Fakat “balık baştan kokar” derler. Eğer bu işin başını çekecek hükümetin bir bütünlüğü yoksa. Varlığını vicdani ve demokratik değerlerin tümünü çiğneyerek devam ettirme niyetinde ise bu koordinasyonu, bütünlüklü bakışı ve öncülüğü yapamaz. 
Düşünün ki bir milletvekili, Sayın Zaroğlu “Bana Başbakan, Kabinede görevli bazı Bakanlar; bana bir müsteşar daha atama ve başka bazı kamu kurumlarını bağlama teklifi yaptı. Ben reddettim” dedi. Meclisi toplayamadığı için Anayasal zorunluluktan ötürü tatil işi ile varlığını devam ettirme oyununa giren. Bunun için bir milletvekiline bu teklifleri yapma, bir öteki ile arazi pazarlığına girme değersizliğine düşen bu hükümetin, ekonomi ve toplum yaşamı için hayati önem gösteren değerlerin parlatılmasına başcılık yapmasını bekleyemeyiz. 
Bu bakımdan kimseye muhtaç olmak istemiyorsak ve Kuzeyin de Güney gibi Kırmızı kategorisine girmesini yaşamamak için, işin artık başa düştüğünü kavramamız gerekir. Maske, mesafe, hijyen kurallarına tüm vatandaşlar kendilerini uymakla görevli kılmalıdır. Kapalı olduğumuz dönemin mağduru olan esnaf, turizmciler, emekçiler sivil inisiyatif ile bunun başını çeksin. Muhalefet, sivil toplum bu konuda topluma rehberlik etsin. Eğer kırmızı kategoriye girersek hepten çökeceğiz. Bir daha kapanmayı kaldıramayız. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Aşiret tarzı yönetimle buraya kadar libyadaki aşiretler biligi gibi eş dost arkadaş sülale siyaseti maasAllah

banner608

banner474