Yıllardır araştırmalarını yaptığım turizm sektörü eğitim ve öğretim teknikleri anlamında değişim ve dönüşüm rüzgârları esmektedir. Hangi eğitim modellerinin ülkemiz için farkındalık yaratacağı hususu; üzerinde durmamız gereken en önemli noktalardan birisidir.
Bu branşlarda okuyacak öğrencilerin genellikle Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü standartlarına uygun ancak özellikle turizmin çok gelişmiş olduğu Avrupa ülkelerinde müfredatlar incelendiği zaman bizim uyguladıklarımızdan bayağı farklı olduğunu gözlemlemekteyiz. ( İspanya, İtalya, İsviçre, İngiltere ve Fransa) bu anlamda ülkemizdeki turizm otelcilik ve gastronomi fakültelerinden farklı müfredat uygulamaları içerisinde olduklarını rahatlıkla anlayabiliriz.
Ülkemizdeki turizm eğitiminin ve gastronomi uygulamalarının en basitinden Güney Kıbrıs üniversitelerinden bile ayrıştığını söyleyebiliriz.
Dünya genelinde turizm eğitimi kapsamında üzerinde esas durulan konunun” mesleki eğitim” olduğunu söyleyebiliriz.

Örgün ve yaygın turizm eğitim modelleri

Aynı Türkiye’de olduğu gibi ülkemizde de turizm eğitiminin “ Örgün ve yaygın” olarak ikiye ayrılmaktadır.
Yaygın turizm eğitimi; Turizm bakanlığı, mesleki bazı kuruluşlar, ve özel kuruluşlar ile sertifikasyon düzeyinde verilen eğitimlerdir. Bunlara örnek olarak, lise ve ortaokul seviyesinde temel turizm becerilerini öğretmek anlamında yapılan kurslardır. Bu kurslar sonucunda, öğrencinin özellikle pratik turizm faaliyetlerini ve becerilerini geliştirerek onlara doğrudan iş imkanı sağlamaktadır.
Bu seviyedeki kurslar genellikle hızlı iş bulma avantajı getirmekte ve sektör bu anlamda sertifikalı iş gücü yani belirli bir standartta yetişmiş olan kişiler sektöre kazandırılmaktadır.
Özellikle yiyecek içecek servis, kat hizmetleri, ön büro resepsiyon, yemek üretimi ve servis en önemli uygulama alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya üzerinde bu sertifikasyon programları özellikle Amerika kıtasında ve tüm dünyada geçerliliği olan en önemli marka 1954 yılından beri Michigan State Üniversitesine bağlı olan eski ismiyle AHMA yeni ismi ile AHLA ( American Hotel Lodging Association) olarak bilinmektedir. Avrupa kıtasında ise bu programlar genellikle HORECA ( Hotel restorant Cafe ) Association olarak hizmet vermektedir. Sektörde çalışmak isteyen insanlar mutlaka bu iki sertifikadan birisine katılarak çalışmak istediği branşlarda sertifika alma zorunlulukları vardır.

Örgün Turizm programları
Örgün turizm programları ise millî eğitim bakanlıklarına bağlı olan orta öğrenim bünyesindeki liseler örneğin ( Haydarpaşa ticaret meslek Lisesi , Girne Turizm meslek okulu , Namık Kemal Lisesi turizm bölümleri , Türkiye’de Anadolu ticaret Lisesi, Anadolu aşçılık meslek liseleri gibi örnekler verilebilir ) Genellikle YÖK ve YÖDAK tarafından akredite edilen üniversitelerin lisans önlisans master ve doktora programlarında uygulanan bir müfredatlardan mezun olan öğrencilere verilmektedir.

Branşlaşma şart
Turizm hayattır programına katılan GAU gastronomi mezunu öğrencimiz 126 bin instagram takipçisi olan şef Beste Candar” gastronomi eğitimlerinin bir genel kapsamda uygulandığı ancak bu eğitimin üniversitelerde çok da doğru olmadığını vurguladı. Sektörde çalışan şeflerin mutfakta mutlak bir hiyeraşik yapı içerisinde branşlaştıkları ( Alacarte , soğukçu , sıcakçı , pastacı vs ) ve öğrenci yetiştirilirken buna çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Yıllardır aynı turizm ve otelcilik eğitimleri için konuştuğum ve branşlaşılması gerektiği vurgusu gastronomi dünyası tarafından da uygulanması gerektiği üzerinde mutabık kaldık.

Staj vurgusu ve önemi

Öğrencilerin özellikle staj periyotlarında ilgili sevdikleri, alanlara kaydırılmaları hem sektöre belli bir kaliteyi getirecek hem de üniversitelerde okuyan öğrencilerin daha mutlu olması sağlanacaktır. Mutlaka bu eğitim şeklinin pratiğe dönüşmesi anlamında üniversitelere farklı alanlarda hoca kadrolarında istihdam mecburiyeti sağlayacak ancak bu da beraberinde mutlak bir kaliteyi getirecektir) . Bir diğer yandan devletin ilgili bakanlıklar yaygın öğretim modelinde standartları yükseltmek ve kaliteleri daha bir üst seviyeye taşımak için sivil toplum kuruluşları ile birlikte mutlak süreçte sektör ile işbirliği yapmaları ve bu sertifikasyon programlarını özellikle AB uyum süreçlerinin bir gereği olarak yapmaları gerekmektedir. ülkelerin ve destinasyonların turizmde servis kalitelerinde hizmet standartları böylesi bir durumda daha yukarıya doğru taşınabilir. Üniversiteler, STK’lar , devlet kurum ve kuruluşları, Bu anlamda bir üçgen oluşturarak daha doğru bir turizm otelcilik, konaklama ve gastronomi eğitimi planlanabilir.
Son olarak belirtmekte fayda var; genellikle yaz aylarında düşünülen staj ve yarı zamanlı çalışma süreleri aslında Ekim - mayıs periyotlarında da planlanmalıdır. Bu aşamada özellikle dünyada çok yaygın olan turizm otelcilik eğitim modeli “ İsviçre “ uygulanmalıdır. Bu model özellikle alınan dersin uygulamalı olarak otellerde tatbik edilmesi üzerine dayalı bir turizm eğitim modelidir. En yakın zamanda bunların örneklerini adamızda da uygulamaya başlayacağız.