Meclis Başkanlığı seçimlerinde yaşananlar, ülkeyi yönettiğini zan edenlerin ne halde olduğunu net olarak gösterdi. Koalisyonun, büyük ve küçük ortaklarının; sorun çözmek yerine, üretmekte maharet sahibi oldukları ortaya çıktı. Bu kaotik ortam içinde CB Sayın Tatar’da; “ Ben Turist Ömer miyim” deyiverdi.
Ne imiş? Avusturalya gitmek için başvurmuş. Kendisine turist vizesi verilmiş. Bunun üzerine de BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Sorunu için atamak istediği Temsilciyi, Avusturalyalı olduğu için reddetmiş. Bunu, Meclis Başkanlığı sorununu da görüşen, UBP Parti Meclisi Toplantısında açıkladı. Ama gerçekleşen Avusturalya ziyaretini, hangi vize ile yerine getirdiğini de açıklamadı.
Fakat, bunun üzerine atanacak BM Temsilcisi, Avusturalyalı olduğu için onu ret ettiğini söyledi. Yani o atasözümüz gibi. “ Eşeğini dövemeyen, semerini dövermiş “ . Peki, bu tutum üzerine neden Avusturalya gezisini anında iptal edip tepki koymadı? Üstelik öfkesini de BM üzerinden gösterdiğini aylar sonra, UBP Parti Meclisinde açıkladı. Bunun, önümüze çıkan Meclis Başkanlığı krizinin mantığı ile benzerliği açıktır. Çünkü UBP gurubu kendi iç uyumunu, Koalisyon Hükümeti de bütünlüklü tutumu gösteremedi. Sonuçta, Demokratik değerler suçlu ilan edildi. Tıpkı vizede, BM’yi suçlu ilan etme gibi.
Ayrıca muhalefet, sivil toplum ve sağduyu sahibi her yurttaşın, aklı ve bilgisi ile alay etme noktası geliştirdiler. Yüksek Seçim Kurulu ile İlce Seçim Kurullarının yıllardır, Seçim Yasası bağlamında uyguladıklarının bir parçası olan; oy pusulasına seçmenin, aynı kareye olsa bile, birden fazla mühür vurması halinde, o oy pusulasının geçersiz olduğu kuralını yok sayarak, bunun geçerli oy olduğu iddiasında bulundular. Ne imiş? Seçmenin üç defa mührü vurması, iradesinin kararlılık gösterisi demekmiş. Vay, yoruma bak. Avusturalya ziyaretinde, turist vizesi verene değil de, o memleketli birine görev verdi diye BM’ye kızıp; temsilci atanmasını ret ile, Meclis Başkanlığını gasp için, birden çok mührü geçerli gösterme mantıkları arasında fark yoktur.
Tüm duyarlı insanların Dikkatli ve Teyakkuzda olması gerekir. Çünkü UBP PM kararında, “ seçmen eğer oyunu pusulaya birden çok kez vurursa, bu iradesini güçlü olarak yansıttı demektir” diyor. Ayrıca CB Sayın Tatar’ın ortada fol ve yumurta yokken, “seçim yasasında, seçmen ve adaylık için “ İkametgah Kuralı Kalksın “ açıklaması da var. Bunları birlikte görmeliyiz.
Dolayısı ile bu darbecilerin, Seçim ve Halk Oylaması yasasını da değiştirmeye dönük art niyetli oldukları kulaklara küpe olmalıdır. Bu nedenle, Teyakkuz halinde olalım derim. Meclis Başkanlığı Seçiminde darbecilikten çekinmeyenlerin, ERK için yapamayacakları yoktur. Geçmişten de ders almadılar.
Çünkü bu anlayışla, 1989 da Avanta milletvekilliği için Seçim Yasası değiştirilmiş ve 1990’ dan sonra, 50 sandalyeli KKTC Meclisinde, 45 sandalyeye sahip olmuşlardı. Buna karşın ülke battı. Kendileri de ikiye bölündü. Darbeler er geç, halk ve tarih tarafından mahkum edilir.
“Turist Ömer” ve teyakkuz
- 28 Ekim 2024, 10:50
- 82
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi