banner564

Toplumsal Denge

   Toplum olarak büyük bir depresyon geçirmekteyiz. Ama “hadi canım ne laka” diyenlere gazeteleri boy boy dolduran uyuşturucu, trafik kazaları, boşanmalar ve benzeri haberleri referans gösteririm. 
   Toplum olarak sürekli mutsuz, sürekli şikayet eden, çalışmak istemeyen, komşusunu bile çekemeyen, kendini yenilemeyen insanlar olduk. 
   Günden güne artan boşanmalar, önü kesilemeyen uyuşturucu kullanımı, orta okula kadar düşen alkol ve sigara tüketimi, ve ölümlü trafik kazaları! 
   Bütün bunlar,  içinde bulunduğumuz sosyal psikolojinin bir parçası. 
   Kimileri bu durumun 74'den beri devam eden anlaşmanın bir türlü gerçekleşemediği "çaresiz toplum" resmi olarak görse de 80li yılların sonunda geçen çocukluk yıllarımı hatırladığımda bu düşünceye katılmıyorum.
    Boşanmalar bir elin parmağını geçmediği, sigara içen gençler parmakla gösterilip dışlandığı, uyuşturucu konusunun gündeme bile gelmediği, hatta insanların bu konularda konuşmaya çekindiği 80’li yıllar. 
   Trafikte ise ölümlü kazaları bırakın sürat yapacak kadar çok araba markası bile yoktu. Egitim ciddiye alınır, eğitimsizlik ayıp kabul edilirdi. 
   Anlatırken ne kadar utopik görünüyor degil mi?  
   Herkes bu değişime farklı yorumlar getirebilir. Hatta kimileri "avrupalaştık" da diyebilir. 
Fakat ben içinde bulunduğumuz durumun tamamen psikolojik olduğu fikrindeyim. 
Temelde eğitimsizlik ve gelişimden uzak kalmanın yattığı inancindayım. 
   Aksi takdirde, bile bile yüz promil alkolle hiç kimse 160 km hızla gitmez. Veya sabah işe başlayan bir öğretmen "gene geldik ahıra" "ne anlatacam ben gene bu apdallara" diye konuşmaz (abartı yok,bire bir tecrübe ettim). 
   Çünkü bunun nekadar büyük bir suç olduğunu bilirim. 
  Sürekli mutsuzluk hali günden güne insandan insana yayılır, kişiselleştirilir ve daha sonra içselleştirilir. İçselleştirme sonrası da genelleme yapılır.
   Bunlar "CBT" nin anahtar kelimeleridir. 
   Yani işinde mutsuz olan bir kimse bunu günün sonunda aile mutsuzluguna kadar genelleyip çözümü boşanmada yada işsiz bir genc çözümü süratte bulabilir. 
   Benim gözlem ve bilgilerim doğrultusunda bu psikolojik çöküntünün temeli eğitimsizlik ve tembelliktir.
   Kendini sürekli eğiten, geliştiren insanların farkındalıkları yüksek, zihinleri aktif ve yaşamları denge üzerine kurulmuştur. 
  Çalışan ve kendini geliştiren, yenileyen insanlar ise hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha iyi ve daha mutlu olur. Yaşamdan keyif alan ve üreten insanlar oluyor. 
Yine egitimli insanlar "etik" lik kavramının bilincinde oluyor. Ve etik olmamanın ne kadar yanlış olduğunun da farkındadırlar. 
    Böylelikle sadece kendi yaşamlarından değil, başkalarının da hayatlarından sorumlu olduklarının bilincinde yaşarlar. 
   Bu bilince sahip insanlar birlikte yaşadıkları insanların yaşamlarına saygı duyar. 
Saygı duyduğu için trafikte en arkadan gelip yol beklemekte olan bir aracın önüne direksiyonu çevirmez, kırmızı ışıkta geçmez, kendi evi kokmasın diye çöpünü gelip komşusunun evinin önüne atmaz, devletten yeterince yüklü miktarda maaş alırken görevini eksiksiz yapar, okulda dersini eksiksiz öğretir, öğrenciyi özel ders için evine çağırmaz.
   Bu kadar işsiz insan varken hep bana hep bana diye düşünmez, çalışkan ve dürüst insanları aşağıya çekmeye değil yüceltmeye gayret gösterir. 
   Çünkü bu tanımladığımız insan örnekleri eğitimli ve bilinçlidir. Çalışkan, kendini yenileyen ve aktif insanlardır. 
   Hem topluma, hem insanlığa, hem de kendilerine yarar sağlayan birer bireylerdir. 
İşte bu yüzden de depresif ve mutsuz insanlar değillerdir. 
    Yaşam bir dengedir, denge kurulmazsa sistem çöker! 
YORUM EKLE
YORUMLAR
Kıymet Avaroğlu
Kıymet Avaroğlu - 8 yıl Önce

Çok doğru gözlemişsin, fakat kendini yetiştiren, bilen insanlarımız da azalıyor gibi geliyor bana. Diğerleriyle başa çıkamazsan onlara sen de katıl düşüncesi var gibi bende!

banner471

banner473