Nermin-Turgül Tomgüsehan çifti, çocuklarının da desteği ile doğadan topladıkları atık alüminyumları eritip külçe haline getiriyorlar. Tomgüsehan ailesi topladıkları kola ve bira kutularını öncelikle bildiğimiz türden bahçe fırınında erittiler. Şimdi bunun için yapılmış küçük ama özel fırınlar olduğunu da öğrenmişler; onu temin etmeye uğraşıyorlar.
Turgül Tomgüsehan, bunu para için yapmadıklarını, esas amaçlarının doğanın korunmasına “karınca kararınca katkıda bulunmak” olduğunu açıkladı ama biraz ciddiye alınırsa yıllık bir-iki maaşına denk gelecek bir gelir elde edebileceğini belirtiyor.
Tomgüsehanlar gibi kaç ailemiz var bilmiyorum. Biz dernek kurup deniz kenarından topladığımız atıklarla birlikte fotoğraf çekmeye çok meraklıyız ama “çevre dostu faaliyetlerin” ekonomik bir değeri olmadığı zaman sürdürülemediğini de görmezlikten geliyoruz. Temizlik veya geri dönüşüm para etmezse biz bu işlere uzak duracağız gibime geliyor! Bir süre önce devreye giren ve hurda araba lastiklerinden parke üreten fabrika da çalışmıyor zaten. Yurtdışından gelen lastik parkeler, burada üretilenlerden daha ucuzmuş; geri dönüşüm kurtarmıyor!
Budanan ağaçlar, kesilen çimenler, sökülen bitkilerden şömine yakacağı yapan da var ama desteklemiyoruz. Desteklemediğimiz için toplama alanı sınırlı kalıyor. Girne gibi dağın ötesinden toplanan bahçe atıkları ise Güngör çöplüğüne taşınıp yakılıyor. Lapta Belediyesi yeşil atıklardan kompost üretmeye çalışıyor; umarım başarır ve sürdürür.
Ambalaj atıklarını toplamak için daha başka düşünceler de var ama bunların etkili olduğu görünmüyor; çevremiz giderek daha yaşanmaz hale geliyor.
Atıklarımızın ekonomik olarak değerlendirilmesini, buna olanak bulunmadığı zaman kurallara uymak için ciddi cezaların gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum… Ekonomik teşvik daha iyi sonuçlar verebilir. Bizim kuşak, cam şişleri toplayarak dondurma alan, su başında bekleyip eşekarısı avlayan bir kuşaktır. Yararlı olmuştur diye düşünüyorum. Kirlilik arttığına göre şimdi daha etkili çalışacak sistemlere ihtiyaç vardır.
Tomgüsehan çiftinin yaptıkları bu konuda ilgili ve yetkili olanları düşündürdü mü acaba? Eğer kullanım kolaylığı sağlayan fırınlar varsa gönüllülere bu fırınlardan temin etmek ciddi bir teşvik olmaz mı? Çocuklarımıza kola ve bira kutusu toplama karşılığında bazı kazançlar sağlayamaz mıyız? Bunu okullarda yapsak nasıl olur? Çocukların bütün bir ders yılı boyunca okula taşıyacakları pet şişe, alüminyum kutu ve kağıt-karton atıklarından elde edecekleri kazançla sınıflarına veya okullarına yatırım yapmaları pedagojik olarak ne ifade eder? Bu soruların yanıtını aramak boşuna bir gayret mi olur?
Tanıdığım Tomgüsehanlar bu işi sürdürür… Bu işin sonunda ne gibi bir gelir elde ederler bilmiyorum ama bizi düşündürmeleri toplumsal geleceğimiz için çok büyük bir kazanç olmuştur.
Tebrik ederim!
Geri dönüşüm faaliyetleri, ciddi bir kazanç kapısı olarak planlanmalı ve desteklenmelidir. Ülkenin kazancı ise çok daha büyük olacaktır….
Karaoğlanoğlu İlkokulu olarak bizler geri dönüşüm yapıyoruz. Yazınızda belirttiğiniz gibi okula gelir de geliyor, çöpe gitmiyor ve doğaya zarar vermiyor. Evsel yağ atıkları, pet, kağıt, karton, mavi kapak, giysi dönüşüme gönderiyoruz. Bu yıl çoğaltmak için de çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca okulumuz adadaki 2 Çevreci Yeşil Bayraklı okuldan biridir. Bir Tomgüsehan olarak aynı duyarlılıkta öğrenciler yetiştirmek için çalışıyor ve kardeşimle gurur duyuyorum.
seninle gurur duyuyoruz apla. yeni nesiller senin gibi öğretmenlerin elinde bizden çok daha ileri seviyelere ulaşacaktır