Bazı yolunu şaşırtmış kişilerin, anavatanın Fırat’ın doğusunda şer odaklarına karşı başlattığı askeri operasyonu kötüleme yarışında olması üzücüdür. 

Çünkü siyasi ve ideolojik tercihi ne olursa olsun, askeri operasyonlarda normal olarak herkes, kendi ulusunun ve ordusunun başarılı olmasını istemeli.
 Anavatanımızı ezeli düşman gören ABD, Fransa, Almanya, İngiltere Yunanistan ve Rum yönetimi gibi ülkelerin, Türkiye’yi parçalamak amacında olan terör örgütüne, arka çıkması, belki bir dereceye kadar yadırganamaz. Çünkü, onlar Türkiye’ye zarar verilmesini ister. 
       Fakat KKTC’de içimizden birilerinin, Anavatanda 30.000 masum soydaşımızı katleden terör örgütünü, desteklemesi bile, haklı görülemez. 
Geçmişte Afrin ve Zeytin Dalı Harekâtı’nda yine anavatanı işgalcilikle suçlayan bu kişilerin, Orta Doğu’da milyonlarca kişinin ölmesine ve göç etmesine sebep olan ABD ve Akdeniz’i göçmen mezarlığı yapan, AB ülkelerine toz kondurmaması ibret vericidir.
       Bazı kişilerin çeşitli nedenlerden dolayı kendi milleti ve ordusu yerine, karşı tarafı desteklediği biliniyor. Fakat bunlar, tarihe alınlarındaki utanç verici sıfatla kaydedilir. 
Kıbrıs’ta barış ve huzur içinde yaşamamızı sürdürebilmemiz, anavatanın varlığına, yanımızda olmasına ve destekleyip korumasına bağlıdır.
Anavatan’ın destek ve koruması sayesinde özgür bölgemizde yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, parti başkanı, müsteşar, müdür, memur, olabiliyoruz. Yabancı devlet yetkilileri ile kuruluşlar yöneticilerimizi, anavatan sayesinde muhatap alıyor. Bize sahip çıkan bir Anavatanımız olmasaydı, Filistin Arap’ının durumunda olacaktık. 
Dünyanın en demokratik ülkelerinde, terör demokratik hak kabul edilmiyor. Teröristler ile yandaşları da, en ağır şekilde cezalandırılır.
Anavatanın bütünlüğünü tehdit eden terör örgütünün, güneyinde uydu bir devlet kurmasına izin vermesi beklenemez. Zaten art niyetli olmayan birçok yabancı devlet adamı, anavatanın güvenliğini korumakta haklı olduğunu ifade etmiştir.
Emperyalist devletlerin, terör örgütünü silah ve maddi yardımlarla destekleyerek koruması ve uydu bir devletçik kurmak çabalarını savunmak solculukla bağdaştırılamaz.
Milyonlarca Suriyeliyi silah tehdidi ile vatanlarından göç ettiren ve yerlerine yandaşlarını yerleştiren terör örgütüne arka çıkmak, barışseverlik olamaz.
Emperyalist ülkelerin sırf anavatanı parçalamak amacı ile güneyinde terör örgütünü silahlandırmasına, örgütlemesine, maddi yardım yapmasına ve uydu bir devlet kurma çabalarına tepki göstermemek, üstelik desteklemek açıkça Türk düşmanlığıdır.
Çünkü emperyalist ülkelerin Suriye’nin güneyinde terör koridoru oluşturmaktaki sinsi amacı, anavatanı parçalamaktır. 
Anavatanımız olmadan var olamayacağımıza göre, Türkiye’yi, zarara sokan, bölmeye çalışan, kadınları, çocukları, yaşlıları, görevini yapan polisleri ve askerleri kalleşçe katleden, terör örgütü ile yandaşları, bizim de düşmanımızdır.
KKTC’de maalesef bazı yolunu şaşırtmışlar, emperyalistlerin sözcüsü ve yandaşı gibi davranmakta, Anavatan aleyhindeki tüm faaliyetlerde karşı tarafı desteklemektedir.
 Bunların eli kanlı terör örgütünün ülkemizdeki yandaşları ile de sıkı işbirliği içinde olduğu, onlara arka çıktığı, sempati duyduğu ve eylemlerini desteklediği biliniyor.
Kıbrıs Türk halkı olarak aynı gemide seyahat eden yolcular gibiyiz. Bu nedenle tek dayanağımız olan anavatana düşmanca davrananlar, bindiğimiz dalı kesmekte olduklarının bile farkında olmayan zavallılardır ve acınacak durumdalar. 
Anavatan sayesinde var olduğumuza ve anavatanın korumasından mahrum edilmemiz durumunda her şeyimizi kaybedeceğimize göre, anavatan düşmanlığına öncülük edenler Kıbrıs Türk halkının da baş düşmanıdır.