Türkiye’de terör saldırıları giderek şiddetini artırıyor...

   Yılbaşı gecesi eğlence merkezine yönelik saldırı, aslında bir vahşet olayıdır...

   Hepimizi derinden üzen ve yaralayan bu olay; Türk milletinin birlik ve beraberliğini daha da kuvvetlendirmesini, dayanışmanın artmasını ve teröre karşı daha büyük bir azimle mücadele edilmesini zorunlu kılıyor...

   Hele Kıbrıslı Türkler açısından bu en kritik süreçte Türkiye’nin bu tür insanlık dışı saldırılara maruz kalması üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de...

   Rus uçağının düşürüldüğü günlerde aklımıza 1877 ve 1878 Türk-Rus savaşına benzer senaryolar gelmişti...

   Çok şükür sağduyu hakim geldi...

   İlişkilerin düzeldiği bir dönemde bu kez Rusya’nın Ankara Büyükelçisi kanlı bir saldırıya kurban gitti...

   Ama iki ülke arasında ‘hayal edilen’ gerilim yaşanmadı...

   Şimdi Türkiye’nin terör saldırılarıyla zayıflatılması; iç huzurun bozulması, ayrıca ekonomik ve sosyal açılardan çökertilmesi hedefleniyor...

   Peki neden?..

   Çünkü Türkiye’nin, Dünyanın En Büyük Ekonomileri, yani G20 arasında olması birilerini rahatsız ediyor, ürkütüyor...

   Çünkü; Türkiye’nin 4 milyona yakın Suriye vatandaşına kucak açması, insani yardımlarda bulunması herkesi ‘insanlık açısından’ da ‘ekonomik açıdan da’ kıskandırıyor...

   Türkiye’nin özellikle enerji alanındaki açılımları, yeni hava limanları ile dünyanın ilk sıralarına yerleşmesi bazılarını üzüyor...

   “Böyle devam ederse biz ne olacağız?” diyenler var...

   Korkuya kapılıp, Türkiye’yi çökertmek isteyenlere destek verenler var...

Çok rahatsız oldular

   
   Bir başka korkuları da Kıbrıs’tır...

   Bugün bazı sıkıntıların yaşanmasına karşın, Türkiye’nin şekillenmekte olan yeni destekleri sayesinde önümüzdeki yıllarda ayağa kalkıp, koşacak bir KKTC korkusu var...

   Deniz altından borularla su getirileceğine hiç kimse inanmamıştı...

   “Türkler bunu yapamaz, suyu getiremez” diyorlardı...

   Ama yanıldılar...

   Türkler deniz altından borularla suyu getirdiler...

   Yarın elektriği de getirecekler...

   Böylece kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC yaratılacak...

   Türkiye olmazsa bu projeler gerçekleşemezdi...

   Bundan rahatsız olanlar birşeyler yapmalıydı...

   Yapıyorlar da...

 
Asker gitsin, garantiler bitsin

   Önümüzde hayati önem taşıyan Cenevre toplantıları var...

   Tam da bu süreçte Türkiye’ye yönelik terör saldırıları artıyor...

   İnsanlar kurşunlanıyor, yok ediliyor...

   Bir korku havası yaratmak suretiyle Türkiye’yi kaosa sürükleme hesapları yapılıyor...

   Ve bu olanlar karşısında Türkiye’nin, Kıbrıs’taki gücünün de yok edileceğine dair senaryolar devreye sokuluyor...

   Ana hedef Türk askerinin gitmesi, garantilerin sonlandırılması ve Türkiye’nin bir daha geri dönemeyecek şekilde buradan uzaklaşmasıdır...

   Doğu Akdeniz’den çekilmesidir...

   Paha biçilmez değerdeki bu ada üzerindeki hakları elden gittiği takdirde, Türkiye’nin stratejik açıdan ne büyük kayıplarının olacağını ‘savunma uzmanları’ bizlerden daha iyi biliyor...

   Gerçekten zor bir süreçten geçiyoruz...

   Dayanışma ve Yardımlaşmaya, her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız vardır...

   Hiç olmazsa bu zor günlerde, içimizdeki bozuk seslerin kendilerini kontrol etmelerini ve doğru yolu bulmalarını diliyoruz...

   Kıbrıs’ta çözüm olacaksa ne bizler Yunanistan’ı dışlayabiliriz, ne de Rumlar Türkiye’yi dışlayabilirler...

   Tarihi gerçekleri değiştirmeye yönelik çabaların boş çıkacağını herkes görecek...