Güney Kıbrıs’ta toplam 108 tane baraj ve gölet var...
Tümünün toplam kapasitesi 330 milyon metre küptür...
Bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle baraj ve göletlerde doluluk oranının yüzde 48’de kaldığı belirtiliyor...
Bunun anlamı ise yaklaşık 160 milyon metre küp su rezervidir...
İstatistiklere göre; 1901 yılından bu yana ilk defa bu kadar susuz bir yıl yaşanıyor...
Kuzey Kıbrıs’ta ise toplam 18 baraj ve göletten 5 tanesi tamamen kurumuş vaziyette...
Diğerlerinde doluluk normal kapasitenin yüzde 23’ü dolayında...
Yani toplamda 16 milyon 515 bin metre küp suyumuz var...
Güneyde 160 milyon metre küp, bizde 16 milyon metre küp civarında...
Aynı ülkeyi paylaşıyoruz ve bir taraf zamanında önlemini almak suretiyle kuraklığın etkilerini büyük ölçüde ortadan kaldırıyor, diğer taraf ise plansız ve programsızlık nedeniyle yağmur duasına çıkmaktan başka birşey yapamıyor...
Çaresizlik içinde halkını inletiyor...
Şimdiden SOS veriyor
Konuştuğumuz belediye başkanları, su sıkıntısının şimdiden başladığını ve kısıntıya gitmek zorunda kaldıklarını belirtiyor...
Peki Temmuz’da, Ağustos’da ne olacak?..
Kimse buna yanıt veremiyor...
Mevcut su kuyuları tuzlanmış, verimsiz hale gelmiş...
İhtiyacı karşılayamaz durumda...
Güneydeki yönetim aylar öncesinden proje üreterek, mevcut tesislere yenilerini ekleyip, denizden su arırmak suretiyle yaz aylarını atlatabilecek duruma geldi...
Bırakın içme ve tüketim suyunu, tarım için gerekli olanı da sağlamaya çalışıyorlar...
Bizde Bafra ve Gazimağusa Belediyesi’ne ait iki tesisin dışında denizden su arıtma yapan yok...
Maliyeti yüksek olmakla birlikte, insanları susuz bırakamayacağımıza göre, çok önceden çare üretmek gerekmez miydi?..
İçişleri, Tarım ve Çevre Bakanlıklarının bu konuda ne tür proje ürettiklerini hepimiz merak ediyoruz...
Üretilen herhangi bir proje varsa bunu kamuoyu ile paylaşmaları gerekiyor...
Zor günler kapıda
Moral bozucu olmak istemiyoruz...
Ancak; 29 Haziran seçimleri sonrasında hemen tüm köy ve kentlerimizde ciddi su sıkıntısına hazırlıklı olmalıyız...
Bunca zaman ‘kimin zafer kazanacağını’ düşünmek yerine, ülke sorunlarına öncelik verilseydi; zorlukları aşmak daha kolay olurdu...
Şimdi elimizi açıp, Anamur suyunun bir an önce adaya gelmesi için dua edeceğiz...
Gelinceye kadar da başımıza gelenleri çekeceğiz...
İnsanlar ne ekerse onu biçerler...