Avrupa Parlamentosu yine saçmaladı...
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin yeniden başladığı ve halkın umutlandırıldığı bir dönemde; Rumların dürtüsüyle yeni bir rapor yayınladı...
Türkiye’nin ilerleme süreciyle ilgili bu raporun Kıbrıs’la ilgili bölümü tam bir utanç belgesidir...
Hollandalı parlamenter Kati Piri’nin kaleme aldığı bu raporda, Kıbrıslı Türklere yönelik insanlık dışı ambargolara hiç değinilmiyor...
Türkiye’nin, özellikle 2003 yılından beri Kıbrıs’ta çözüm için göstermiş olduğu cesarete teşekkür edilmiyor...
Annan Planı’na “evet” diyen Türk tarafının olumlu tavrından hiç söz edilmiyor...
Rumların “hayır”cı yaklaşımı eleştirilmiyor...
Türkiye’nin, 1974’ten sonra ilk defa adadaki askerlerini geri çekmeyi kabul etmiş olduğu ve bunu Rumların reddettiği unutuluyor...
Ve gözü kapalı kararlar üreten Avrupa Parlamentosu, Türkiye’ye çağrı yapıyor:
“Adadaki askerlerini geri çek...”
Emrin olur...
Daha başka?..
Maraş’ı iade et...
Yine emrin olur...
Beni kime emanet ediyorsun
Kalıcı bir çözüm olmadığı sürece; Türk askerinin adadan ayrılmasına Kıbrıslı Türklerin izin vermeyeceğini bilmiyorlar mı?..
Sağlam garantilerin olmaması halinde, Kıbrıs’ta yeniden kanlı çatışmaların yaşanabileceğini düşünemiyorlar mı?..
Yarım asrı aşkın bir süre ayrı yaşayan insanların, bir anda karışması durumunda nelerin olabileceğini tahmin etmek için falcı mı olmalıyız?..
Ana okuluna başladıkları ilk günden Rum çocuklarına okullarda nelerin öğretildiğini Avrupa’nın Kıbrıs’taki büyükelçileri bilmiyorlar mı?..
Bilmiyorlarsa öğrenmeleri gerekiyor...
Bildikleri halde, Kıbrıslı Türkleri ateşe atmak için uğraşıyorlarsa, günah işliyorlar...
Yunanistan’a oluk gibi para akıtan bu insanların, başından beri Türkiye’ye ve Kıbrıslı Türklere yönelik tavırları gerçekten insanlık ayıbıdır...
Bu kadar iki yüzlülük olamaz...
Avrupa’daki tüm insanları kucaklaması gereken bir oluşumun, Kıbrıs konusunda bizleri ateşe atacak kadar yanlı bir politika izlemesi, kendi temel ilkelerine de aykırıdır...
Ne var ki; hiç kimse bunları onların yüzüne karşı söyleyemiyor...
Ankara’nın son yıllardaki tepkileri dahi cılız kalıyor...
Evet; setlikten yana değiliz...
Kimseyle kavga etmek istemiyoruz...
Ama her fırsatta bizlere karşı haksızlık yapmalarına artık tahammül edemiyoruz...
Tahammülün de bir sınırının olduğu unutulmamalıdır...
