banner564

Sonay Adem

Aşık Veysel, “iki kapılı bir handayız gidiyoruz gündüz gece “ diye ifade eder, doğum ve ölüm arasındaki yolu...
Evet, atalarımızdan bize miras kalan bir ifade de “kimler geldi, kimler gitti” sözüdür. Bu han içi yolculuğunda Sonay Adem dostumuzu, vakitsiz çıkış kapısından uğurladık.
Sonay Adem için bir makaleye neler sığdırabilirim? Korkusuzluğunu, dürüstlüğünü, mütevazılığını, insan sevgisi ile dolu yüreğini yazabilirim. Ama bunlar tek başına onu tanımlamaya yetmez. Ayni zamanda araştıran ve sorgulayan, kısacası doğma ve hazır reçetelere itibar etmeyen bir insandı.
Merkezine insanı, emeği, barışı ve demokrasiyi koyan inançlarına bağlı, ama doğmalara kapalı idi. İnsan sevgisi çok önde olduğu için kin ve nefret onun sözlüğünde yoktu. 
Üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalıp, Kıbrıs’a geldiğinde. Bir müddet sonra Mağusa’da Gümrükte kamu görevinde yer aldı. Ancak Barış, Demokrasi ve emek mücadelesine duyduğu bağlılık nedeni ile onu inançları ile imtihan etmek istedi, dönemin zorba yönetimleri. 
Ona şunu söylediler, “ ya CTP ile ve sendikalarla bağını keseceksin,  ya işten çıkarılacaksın”. Cevabı netti. “Ben görüşlerimden vaz geçmem, işimi de çok iyi yapıyorum. İşimi iyi yapmaya devam edeceğim. Görüşlerim de benimle birlikte olacak, onları terk etmem” dedi.
Ne oldu? İşten attılar. Sonra teslim olmadan yaşamın zorluklarını göğüsledi. O günün koşullarında Seracılar Kooperatifinde işe başladı. Ne mi yapıyordu? Diğer arkadaşları ile birlikte tarladan pazara sebze ve mal taşıyor. Bunları kamyonlara yüklüyor, indiriyor ve satışa sunuyorlardı. Aldığı ücret cüzi idi. Ama evlenmesine, çocukları olmasına karşın, inançlarına bağlı mücadelesinden de geri durmadı. O yoğun ve yorucu işe karşın, çok zor koşullarda, baskılar altında partisinin ve barış demokrasi mücadelesinin içinde bir adım geri çekilmeden mücadele etti.
Baba evinde bir odada başlayan evliliğini, daha sonra yarım bir inşaatta yerleşerek çocukları ve eşi ile zorluklarla sürdürdü. Ağır ağır o yarım inşaatı, kendi alın teri ile bir eve döndürdü.
Ergin İlktaç dosttan devir aldığı İlçe Başkanlığı görevini büyük bir özveri ile yıllarca sürdürdü. Onun İlçe Başkanlığı dönemi, Ergin arkadaşın attığı temellerin üzerinde yükseldi. Gelişti. Bu günlere ulaşılmasında Sonay Adem’in emeği inkar edilemez. İnkâr edene nankör denir.
Sonay Adem, ayni zamanda devrimci karakterine denk bir yan ile de bütündü.. Dünyanın değişen koşullarında CTP hareketinin, 1985 sonrası dünyadaki gelişmelere bağlı olarak, kendi içinde değişim arayışlarında en yaratıcı arkadaşlardandı.
Bu yanı ile rahmetli Naci Talat'la birlikte pek çok gelişmenin temelinin atılmasına katkı sağladı. 
İkiyüzlü değildi. Örneğin 1990'lardaki DMP olgusuna parti organlarında karşı çıktı. Ama sokakta bunu dile getirmedi. Alınan parti kararını sonuna kadar destekledi.
Ama güler geçerdik. Bu kararı hararetli şekilde savunanların, 1990 sonrası bunu bize mal etme ilkelliklerine.
CTP’deki değişim ve gelişmenin düşünsel anlamda gelişmesine ve kadroların içinde yer etmesindeki katkısını kimse inkâr edemez. Ancak bu değişim ile başkalaşma arasında ciddi farkın da gözeticisi idi. İnsan ve emeğin;  barış ve demokrasinin merkezinde olduğu değişimin ve gelişmenin savunucusu idi. Bu yüzden değişim denilerek, başkalaşmaya karşı da kararlı bir duruşu vardı. 
Ne isterse olsun, Sonay Adem’in titiz olduğu konulardan biri de sosyalist olarak Kıbrıs Türk halkının kendi iradesi merkezinde siyasi yaklaşımların gelişmesi idi. Enternasyonalist idi. Ancak bunun temelinde de kendi halkının iradesini ve değerlerini kordu. Kamu kaynaklarının sağlıklı değerlendirilmesine büyük önem verirdi. Ancak Devlet fetişizmine, neo liberal anlayışlara karşı olduğu kadar uzaktı. Askeri vesayet ve demokrasi dışı tüm olgulara karşı da  aynı duyarlılıkla duruşu vardı.
Bu yüzden CTP’li,  UBP’li, DP'li, HP'li, TDP'li, YDP'li, YKP'li her kesimden insan, vefatını üzüntü ile yaşadı. Daha çok şeyler yazabilirim. Ancak bir noktaya da değinmek isterim. 
Sosyal Güvenlik Yasası. Sosyal Sigorta Emeklilerinin maaşlarının bugün insanlara eskisinden daha fazla imkân vermesine yol açan düzenlemeleri yapması ve emekli insanların insanca yaşama daha da yakınlaşmasına yaptığı katkıyı kimse inkar edemez. 
Özürlü istihdamında attığı adım. Devlet Bakım evlerinde büyüyen çocukların eğitim ve istihdamına yaptığı katkı. Çalışma yaşamında kaçak işçiliğe karşı, kayıt altına alma adımında gösterdiği kararlılık. Çalışma yaşamında getirdiği düzen. Asgari ücretin ne öncesinde, ne sonrasında ulaşamadığı bir düzey olan 1000 $ olarak gelişmesi. Yerel iş gücünün istihdamına yol açan temeli atması. Sosyal Sigortalar ile İhtiyat Sandığı kaynakları ile Girne ve diğer ilçelerde yapılan modern binalar donanımlar. 
İnşaatlarda Pazar çalışmasının durması, kontroller, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine dönük çıkarttığı yasa. Çalışma saatlerinin düzene bağlanması adımları daha bu makaleye sığmayacak yığınla iş.
Bunları vefanın yok olduğu bu çağda, mütevazılığı nedeni ile yansıtmadığı belli başlı başarıları olarak hatırlatmak istedim. Reform deyip duran, bal yapmaz arılara karşın, 4 yılı bulmayan Çalışma Bakanlığı döneminde gerçekleştirdiği belli başlı işler bunlar. 
Vefanın yok edildiği bir zaman diliminde sevgili Sonay, bil ki inkârcılara karşın bu halk ve onun insanları, senin değerini bilecek. Sevgili eşi Gönül, evlatları Kani, Nicel, Güncel, Sonay yalnızca sizin anılarınızda yaşamayacak. O tüm halkın kardeşi, dostu, arkadaşı, yoldaşı olarak bu topraklarda yaşayan insanların çoğunun yüreğinde ve anısında da yaşayacak. Rahat uyu kardeşim. ...

YORUM EKLE

banner471

banner474