banner564

Son olmayan sonlar

İki lider Mayıs ayının planlanan son toplantısını yaptı. Bu arada bir gün evvel Türkiye ve ABD başkanları arasında da oldukça önemli bir toplantı yapıldı. 
Bu toplantı öncesi Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Çin ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Yunanistan Başbakanı Sayın Cipras'la görüştü.
Bu görüşmeler de bölgemiz ve Kıbrıs'la ilgilidir.
Erdoğan - Trump görüşmesinden sonra Sayın Trump, Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerine gidecek...
Kısacası Ortadoğu'daki karmaşa ve çatışmaya dönük çok yönlü el ense çekme ve konum alma devinimi devam ediyor.
Bu süreçte Türkiye ile ABD arasında olaylara bakış ve konum alışta fark var. Ayrıca AB üyesi ülkelerle de ciddi sorunlar var. 
İşte bu karmaşa içinde Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabası da sıkıntıya girdi. Bunca sıkıntı içinde şimdi iki taraf da ne yapacağını şaşırmış durumdadır.
Kıbrıs Türk tarafında hiç bir siyasi parti çıkıp da Cumhurbaşkanı Akıncı'ya görüşmeleri kes demiyor.
Aynı şekilde Güneyde de Sayın Anastasiadis'e böyle bir baskı yok.
Görüşme sürecine çok sıcak bakmayın UBP Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Özgürgün çok yalın konuştu.
"Görüşmeleri kesmek ve masadan kalkmak bizi suçlu konumuna sokar" dedi.
Kuzeyde bir tek Halkın Partisi "Görüşmeler öldü, cenazesi kaldırılsın" dedi. Yani UBP'nin dahi ölmesini istemediğini bunlar gömdü bile.
Onların bu sözü bana Kuzeyde yıllar önce söylenen "Kıbrıs Cumhuriyeti öldü gömüldü" sözünü hatırlattı.
Ne halse hala gömülmedi ve tek taraflı yaşıyor. Görüşmelerin cenazesini kaldırmaya Kuzeyde ve Güneyde meraklı olanların dahi "Masadan kalkmak bizi suçlu konumuna koyar" dediği bir momentteyiz.
Çünkü Ortadoğu'da bu karmaşa içinde Kıbrıs'ta görüşmeleri bitirmek, yalnız Kıbrıslı Türkleri ve Rumları değil ama Yunanistan ile Türkiye'yi de ateşe itmek demektir.
E ne olacak? Böyle ne iner, ne biner bir şekilde mi kalacağız?
Bu da olanaklı değil. Bu yüzden artık görüşme sürecine dönük daha farklı yollar ve metotlar üzerinde kafa patlatmak lazım.
Bu yüzden Ortadoğu'daki bu karmaşa içinde iki taraf ve iki lider de görüşmeleri verimli kılmak görevi ile yükümlüdür. 17 Mayıs'taki bu son görüşme artık sallamacılığa son verme anlayışını üretmelidir.
Yani son derken hiçbir zaman son olmayacak bir konudur Kıbrıs'ta çözüm bulma süreci. Çünkü son denen noktanın sonu beladır kavgadır. Bu yüzden görüşme süreci bitmeyecek. Ama bunu ne iner, ne biner halde tutmak da mümkün değildir.
YORUM EKLE

banner608

banner474