banner564

Son bir çaba mı?

  Mont Pelerin, Cenevre ve Crans Montana...
  Bankaları batmış Güney Kıbrıs ile asbestli su borularını değiştirmeye para bulamayan KKTC’den uçaklar dolusu heyetler İsviçre’nin pahalı tatil yerlerinde haftalarca konaklama yaparak, çözüm planları üzerinde tartışma yaptılar...
  Hedef Kıbrıs sorununun bitmesiydi...
  Ve KKTC tarafı kesin bir ifadeyle “Bu son şans” diyordu...
  Crans Montana’da çözüm için elden gelen her türlü çaba sarfedildi...
  Türkiye; ilk kez garantilerin tartışılmasını kabul etti ve ciddi bir esneklik gösterdi...
  KKTC Cumhurbaşkanı ilk defa masaya bir harita koydu...
  Buna rağmen sonuca varılamadı...
  Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, geçtiğimiz hafta içinde yaptığı bir açıklama ile Crans Montana başarısızlığını 4 maddeye bağladı...
  Bunları birlikte okuyalım:
  *Türkiye’nin garantilerde ısrar etmesi...
  *Sıfır asker konusunu kabul etmemesi...
  *Güzelyurt’u vermemesi...
  *Varılacak anlaşmanın AB Birincil Hukuku olması konusunda ısrar etmesi...

Hayati konular
 
  Yukarıda sıraladığımız 4 madde Kıbrıslı Türkler açısından hayati önem taşıyor...
  Garantilerin yok olması halinde, özellikle 1974 sonrasında Türk düşmanlığı üzerine eğitilen Rumların, savunmasız Kıbrıslı Türklere ‘iyi davranacağını’ kim garanti edebilir?..
  ELAM adlı terör örgütünün web sayfasına girenler “Kıbrıs Yunandır” sloganını görmekte zorlanmazlar...
  Bu şartlar altında garantisiz bir çözüm olması halinde, son günlerde dünyanın gündemine giren Arakanlı Müslümanların durumuna düşebileceğimizi göstermiyor mu?..
  Bir an için Güzelyurt’un Rumlara verildiğini kabul edelim...
  “Kıbrıs sorunu artık tarihe gömülsün” diyerek bunu kabul eden Türk liderliği; varılacak anlaşmanın AB Birincil Hukuku olması şartından vazgeçebilir mi?..
  Vazgeçerse nelerin olacağını hep birlikte düşünelim...
  Son 43 yıldan bu yana Rum mülkü kullananların tümüne ağır tazminat davaları gelmez mi?..
  Kıbrıs Cumhuriyeti’ne zarar verildiği gerekçesiyle başta Türkiye ve KKTC siyasi liderliği, hatta örgütleri ve önemli kişiler hakkında ağır ceza davaları açılmaz mı?..
  Mülkiyet Mahkemesi’nin vereceği kararlara itiraz eden Rum mülk sahiplerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yolu açılmaz mı?..
  Niyetin ne olduğunu anlamak zor değildir...
  Ve hiç kimse, Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi böylesi bir tuzağın içine düşürme hakkına sahip değildir...
  Ne var ki; son günlerde belirli merkezlerden ‘yeni bir girişim’ haberleri yayılıyor...
  Ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in 19 Eylül’de Akıncı, 22 Eylül’de ise Anastasiadis’le görüşmesi sonrasında ‘Son bir çaba’ harcayacağı iddia ediliyor...
  Son çaba Crans Montana değil miydi?..

Hani sondu
 
  Çözümün önündeki en büyük engeli de unutmayalım...
  Nedir bu engel?..
  Rumların eğitim sistemi...
  “Çözüm hemen şimdi” sloganıyla ön sıralarda yürüyenlerden biri de Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Orhan Tolun’du...
  Tolun, Crans Montana sonrası sarayda düzenlenen toplantıda söz alarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya, Rumların eğitim sisteminden ve kilisenin etkisinden söz ederek özetle şunları aktarmıştı:
  “Benim çözümden yana olduğumu ve çok çalıştığımı biliyorsunuz... Güneyden gelen turistlerin kuzeydeki gezilerini organize ettiğim için Rumlarla sık sık bir araya geliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Rum otobüs şoförü, beraberinde getirdiği küçük çocuğuna Türk bakkalından bir şişe su aldı. Çocuk kendisine, Türklerden mal alınması halinde cehenneme gönderileceğini ve ateşler içinde yakılacağını söyledi ve suyu içmedi...”
  Hala bugün oldu çözümden başka bir şansın olmadığını söyleyen siyasilerin tümü öncelikle bu sorunla ilgili düşüncelerini ortaya koymalı...
  “Çözümden başka bir çare yok” demek ne demek?..
  Rum tarafında eğitim sisteminin değişmesini beklerken, kreşlerin dahi geçtiğimiz haftadan itibaren kilisenin yönetimine verilmesi karşısında neden ses çıkarmıyor bu arkadaşlar...
  Kuzeyde camilerin fazlalığını ve ilahiyat kolejini her fırsatta eleştirerek, sert ifadeler kullananlar; güneydeki bu rezaleti göremiyorlar mı?..
  Halkımızı ne tür bir ateşin içine sürüklemek istediklerini daha açık bir dille ifade etmeleri gerekiyor...
  Bu kadarına da pes doğrusu...
YORUM EKLE

banner608

banner474