banner564

Son 12 yılda değişen ne oldu?

 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, Kıbrıs sorununun 2015 yılı sonuna kadar çözümü için yoğun çaba harcıyor...
 Başarılı olmasını diliyoruz...
 Ancak iki taraf arasındaki uçurumun büyüklüğünü bilen bir kişi olarak son günlerdeki iyimserliğinin nedenlerini herkes merak ediyor...
 Özellikle de önceki gün Sayın Akıncı ile yapmış olduğu görüşme sonrasında ‘son 12 yılın en iyi fırsatı’ şeklindeki demeci dikkat çekicidir...
 Bir defa, son 12 yılda çözümsüzlüğün nedeni Türk tarafı değildir...
 Bundan 12 yıl önce de çözümsüzlüğün sorumlusu Rum tarafı idi...
 Annan Planı’na ezici bir çoğunlukla “hayır” diyen tarafın tavırlarında herhangi bir değişiklik 
var mıdır ona bakmak gerekiyor...
 Kıbrıs Türk tarafı 12 yıl önce ‘iki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ tezini savunuyordu...
 Yaklaşık 110 bin Kıbrıslı Rum’un geri dönüşünü sağlayacak bir toprak düzenlemesini kabul etmişti...
 Bu çerçevede 60 bin dolayında Kıbrıslı Türk yerinden oynayacak, bir kez daha göçmen olacaktı...
 Türk tarafı, yaklaşık 40 bin askerin geri çekilmesini öngören çözüm planını onaylarken, bunu reddeden Rumlar oldu...
Garantör istemiyorlar
 Peki, son 12 yılda Rum siyasetinde ne tür değişimler oldu ona bakalım...
 Annan Planı’nda, 1960 anlaşmalarından kaynaklanan garantörlükler devam ediyordu...
 Rum tarafı bir süre önce Temsilciler Meclisi’nde ‘garantörlüğün devamını öngören bir anlaşmaya onay verilmeyeceği’ yönünde karar aldı...
 Ayrıca, Rum mülklerini kullanan, kiralayan, satın alan veya satanlar için hapislik öngören bir yasa geçirildi...
 İki toplum arasındaki ilişkileri geliştirmek bir tarafa, gerilim daha da arttı...
 Ortak etkinlikler yok denecek kadar azaldı...
 Konferans vermek için güneye giden İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a sopalı saldırı düzenlendi...
 Ama bu süre zarfında Kıbrıslı Türkler herhangi bir olumsuz adım atmadı...
 Öyleyse; 12 yılın en iyi fırsatından söz ederken, Rumlarda değişim olduğunu mu ima ediyor Eide?..
 Kuzeyde Eroğlu’nun gitmesi, Akıncı’nın gelmesiyle Rum halkının bir iyimserlik içine girmesi doğaldır...
 Ancak bu iyimserliğin altında, Türk tarafının ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ne’ yama olacağı beklentisi var ise, sonunda yeni hüsran yaşayacaklarını şimdiden onlara söylemek zorundayız...
Kırmızı çizgiler yerinde duruyor
 Bir defa Türk tarafının ‘kırmızı çizgilerinde’ herhangi bir değişiklik şu an itibarıyla yoktur...
 Özellikle garantiler konusunda, halkın tavrı kesindir...
 Yüzde 90 civarında bir çoğunluk garantilerin devamından yana olduğu gibi bu konuda taviz verilmesine şiddetle karşıdır...
 Bu durumda, Rum Meclisi’nde alınan kararın iptal edilmesi gerekir...
 Eide’ye bu konuda güvence verildiyse sorun yoktur...
 Umarız; iyimserliğinin perde arkasında bu konu vardır...
 Bir başka önemli nokta...
 Müzakereler devam ederken, Sayın Akıncı’nın konferans vermek üzere Limasol ve Baf’a davet edilmesi, Rum halkındaki ‘değişimi’ ölçmek açısından son derece önemli ve gereklidir...
 EOKA’nın devamı olan ELAM adlı faşistlere ‘siyasallaşma’ hakkı veren Rum Yönetimi’nin, Kıbrıslı Türklere şu ana kadar olumlu bir mesaj vermediğinin bilinmesi gerekiyor...
 Yarım asırlık özgürlükten sonra, hiç kimse kendini bir daha ateşin içine atmak istemez...
 O nedenle, ELAM gibi örgütleri yok edecek cesur adımları öncelikle Rum tarafının atması gerekiyor...
 Kuzeyde böylesi bir tehlike yoktur...
 Ama güneyde halen EOKA terörü vardır...
 Bunu ortaya çıkaran da Rum partisi AKEL’dir...
 Evet, Sayın Eide...
 Göreviniz çok zor...
 Başarma şansınız hala yüzde 50’nin altında...
 Haberiniz olsun... 
YORUM EKLE

banner608

banner474