Türkiye’de yeni bir döneme giriliyor...
Erdoğan’un, Cumhurbaşkanlığı köşküne geçmesinden sonra AK Parti sadece bir yıllığına Genel Başkan ve Başbakan seçecek...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dün yaptığı açıklamaya göre 2015’te, yani bir yıl sonra Türkiye başkanlık sistemine geçecek...
Böylece, Cumhurbaşkanı, hükümetin de başı olacak...
Bu sistemin Türkiye için yararları ve zararları bugünden sonra ciddi bir şekilde tartışılacak ve sonunda mutlaka bir uzlaşıya varılacak...
Önemli olan Kıbrıs gibi küçük bir yerde, hala parlamenter sistem üzerinde ısrar edilmesidir...
Üstelik ‘çözümden yana olduğunu’ söyleyenler dahi, adanın kuzeyinde ‘Başkanlık sistemine’ geçmeyi tartışmaktan kaçınıyor, bu konuda adım atmaya yanaşmıyor...
Anlaşılır bir durum değildir...
Seçmen sayısı 300 binin altında olan bir ülkede, Cumhurbaşkanı, Başbakan, 10 Bakan, 50 milletvekili, onlarca müdür ve müsteşar, 200’e yakın müşavir var...
Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir...
Böylesi bir sitemin ülkeye hiçbir yarar getirmediğini artık herkesin anlaması gerekir...
Derin yaralar açıldı
Mevcut sistemin 40 yıllık sürede, siyasete olan güveni sıfırladığı, ülkenin kalkınmasına hizmet etmediği, verimliliği düşürdüğü, istikrarı ve huzuru bozduğu biliniyor...
Öyleyse; Nisan 2015’te yapılacak Cuımhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Başkanlık Sistemi’ne geçiş için tartışma ortamı derhal başlatılmalıdır...
Anayasa’da yapılacak bir değişiklikle, Başkan’ın görev süresi iki dönemle sınırlandırılmalı, icraatları denetleyecek birimler mutlaka oluşturulmalıdır...
Kıbrıs gibi küçük bir ülkede milletvekili seçilenleri, gerekli deneyimleri olmadığı halde bakan yapma alışkanlığı artık tarihe kavuşmalıdır...
Milletvekili seçilen kişi, ikinci iş yasağı kapsamına alınmalı ve sadece parlamentoda, ülke yararına, halk yararına görev yapmalıdır...
Bakanlar Kurulu üyeleri güneyde olduğu gibi teknokratlardan oluşmalıdır...
Olası bir çözüm durumunda, güneydeki sistemle uyum sağlayabilmek açısından da Başkanlık Sistemi’ne geçiş şarttır...
Sayı azaltılmalı
Ayrıca bu kadar küçük bir ülkede 50 milletvekili, 10 tane bakan, 200’e yakın müşavir, onlarca müdür, müsteşar, danışman olmamalı...
Yine bu konuda güneyi örnek almakta yarar vardır...
Rum lideri Anastasiadis, sadece 11 tane danışman atadı diye, yaylım ateşine tutuldu...
Başsavcı bu hareketi ‘yasadışı’ ilan etti...
Medya, danışman tayinlerini sorgulamaya başladı...
Ne yazık ki; kuzeyde ‘işyerine dahi uğramadan maaş alan’ 200’e yakın müşavir olayını hiç kimse sorgulamıyor...
Alan memnun, veren memnun...
Bu bir sorumsuzluk örneğidir...
Devlete zarar verici, eşi, benzeri olmayan kötü bir örnek...
Derhal sonlandırılmalıdır...